Sevgili Dostlar

CUMHURİYET BAYRAMI’NIZI en iyi dileklerimle ve büyük coşkuyla kutluyorum. Biz 29 ekim akşamı Gazipaşa Mahallemiz’de , Bafra’mızın dışından gelip bu kutlamalara katılan dostlarımızla, arkadaşlarımızla büyük coşku ve heyecan ile bayramımızı kutladık.

Sevgili Dostlar
Sevgili Dostlar

Biz 29 ekim akşamı  Gazipaşa  Mahallemiz’de ,  Bafra’mızın  dışından  gelip bu  kutlamalara  katılan dostlarımızla, arkadaşlarımızla  büyük  coşku  ve  heyecan  ile bayramımızı kutladık.

Bizler , büyük  önder  ATATÜRK’ün  ‘EN BÜYÜK  ESERİM  CUMHURİYET’TİR’  sözünü  hafızalarına  kazıyarak  yetişmiş  bir  nesil  olarak,  Cumhuriyet’e  daima  sahip  çıktık  ve  sağ  olduğumuz  sürece de daima  sahip  çıkacağız, eserlerinin  bekçileri  olacağız.

Bu yılda 10  Kasım  2009’da  büyük  önder  ATATÜRK’ü  ölümünün   71.  yılında  her zaman ki  gibi  andık. Ancak  ben  sizleri  Bafra Lisesi’nin  öğretime  başladığı  1961  yılındaki 10 Kasım  anma  törenine  götürmek  istiyorum.

10 Kasım  1961   sabahı  hepimiz lise  öğrencisi  olmanın  gururu  ve   heyecanı  ile  Kibaroğlu  sinemasına  gitmiştik. Bir gün  önceden  sahne   dekore  edilmiş  temsili  olarak  Anıtkabir’deki  mozole  hazırlanmıştı. Arkadaşlarımız  ATATÜRK’ün  manevi  huzurunda  nöbet  tutmak  için  tarifi  mümkün  olmayan  duygu  ve  düşünceler  içinde  birbirleriyle  yarışıyorlardı. Bafra  Askerlik  Şubesi’nden  getirtilen  asker  elbiselerini   erkek  arkadaşlarımız  giymiş, oldu mu  düzgün  duruyor mu ? diye sağa  sola  heyecan  içinde  soruyorlardı .Elbiseler  boldu,  büyüktü  ama  hiç  önemli değildi. Kütüklükler de  takılınca  tüfeklerde  omza  alınınca  her şey  tamamdı. Bayan  arkadaşlarımız  ise  TÜRK BAYRAĞINA  sarılmışlar,  arkadaşlar  hazır mısınız?  diye sesleniyorlardı.      

                  İşte  herşey  hazır  olduğunda  ATATÜRK’ÜN   manevi  huzurunda  saat  09.05’te   4  erkek  2  bayan  arkadaşımız  nöbette  idiler.

                 Görmüş  olduğunuz  bu fotoğraftaki  arkadaşlarımızdan  sol  baştaki  Dr.Vedat Özcan , sağ baştaki  öğretmen  Sabri  Geyikçi’dir. Her ikisi de  kısa  süre  önce  aramızdan  ayrılarak  ebediyete  intikal  ettiler. Onları  rahmetle  anıyoruz. Ortadaki , al bayrağımıza  sarılan  onu  kendisine  giysi  yaparak  eserlerinin  bekçileriyiz,  diyen  bayan  arkadaşımız  ise   Sabiha  Çoban (Ahıshalıoğlu) idi.

                 Öyle  zannediyorum ki  o günleri   sizlerde  benim   gibi çok  özlem  duyarak  anıyorsunuzdur. Neden  acaba…

                 Saygılarımla.

 

                İbrahim  Tabak

 

 

ATAM,
  Hiç yaşamadın doyasıya
  Çocukluğum malum
  Gençliğin sürgün,
  Hayatın savaş
  Düşüncelerin çağın  yüz yıl önünde
  Seni anlamamızı nasıl beklersin?
  Yüz yıl geçmedi ki daha...
  Seni
  Mustafa Kemal'i anlamamızı,
  Yaşayamadıklarını,
  İnsanca zaaflarına yenilmediğini
  Takdir etmemizi nasıl beklersin ?...
  Beklediğin bu değil biliyorum.
  Bunca kanla kazanılmışa , sahip çıkmamızı ama
  Sözde değil, özde sahip çıkmamızı...
  Üzerimizde oynan oyunları bozmamızı,
  Çanakkale'de olduğu gibi
  Yedi düvele karşı çıkmamızı
  Ve
  Senin bize güvendiğin gibi
  Kendimize güvenmemizi bekliyorsun.
  İşte o gün
  Türk, Kürt , Laz , Çerkez, Çeçen ,Türkmen...
  Fark etmez
  Bu ülke benim diyen herkesin,
  Bunca kanla kazanılmışa sahip çıktığı gün,
  Senin bu ülke için yaptıklarını anladığımız,
  Gün olacaktır.
 

                       NERİMAN TABAK