KUDÜS SORUNU

DSP Genel Başkan Yardımcısı Türk: “Kudüs’ü İsrail’in Başkenti Olarak Tanımak, Ortadoğu’da Barışı Dinamitlemektir”

KUDÜS SORUNU
KUDÜS SORUNU Admin

Başkan Trump yönetimindeki ABD’nin İsrail’deki Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımaya hazırlandığı yolundaki haberler üzerine Demokratik Sol Parti (DSP) dış politika ile ilgili  Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Kudüs, tarih boyunca tek tanrılı üç büyük din Musevîlik, Hırıstiyanlık ve İslâm açısından kutsal sayılan, bu anlamda onları ortak bir merkezde buluşturan bir şehirdir. Fakat Kudüs, günümüzde iki devlet tarafından başkent olarak da kabul edilen bir şehirdir.

1948 yılındaki Arap-İsrail Savaşından sonra Ürdün ve İsrail arasında bölüşülen ve İsrail tarafından Batısı başkent yapılan Kudüs’ün tamamı, 1967’de  altı gün süren, o nedenle bu adla anılan Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra İsrail tarafından işgal edilerek İsrail Devletinin “ebedî ve bölünmez başkenti” ilân edilmiş, 1980’de bu konuda özel bir yasa çıkarılmıştır. O tarihe kadar Kudüs’te bulunan yabancı diplomatik temsilcilik-lerin çoğu, ülkelerinin bu durumu tanımadıklarının bir göstergesi olarak Tel Aviv’e taşınmıştır. Bugün de Kudüs, uluslararası  plânda başkent olarak tanınmamaktadır.

1988’de başlangıçta bir sürgün hükümeti olarak kurulan, hâlen –ABD ve İsrail dışında– 100’den fazla devlet tarafından tanınan Filistin Devleti de, Doğu Kudüs’ü başkent ilân etmiştir.  

Filistin Devletini tanımayan ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak suretiyle statükoyu değiştirecek bir uygulama yapması, son derece karmaşık Filistin sorununu bir çıkmaza sokacaktır. ABD, sadece İsrail’i gözeten böyle bir yaklaşımla olağanüstü duyarlı, her an bozulabilecek dengeler üzerinde duran Ortadoğu barışını dinamitlemiş olacaktır. Bu konuda izlenebilecek en doğru yol, eş zamanlı olarak Filistin Devletini ve onun aynı yerdeki başkentini de tanımaktan geçer. Ancak bu durumda Kudüs,  hukukî plânda her iki devletin başkenti olarak kabul edilebilir.

ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması durumunda Türkiye’nin “kırmızı çizgi” olarak izleyeceği politikaya gelince, öncelikle ortaya çıkabilecek çelişkiyi giderecek  şu soruya  cevap vermek gerekir: Türkiye, 70 yıl önce zaten Kudüs’ü başkent  ilân etmiş ve o zamandan beri öyle kullanmış bulunan İsrail’le bu durumu bilerek kurduğu diplomatik ilişkilerini kesmek yerine, şimdi onu başkent olarak  tanımaktan vazgeçmeyecek bir ABD ile diplomatik ilişkilerini kesmeye hazır mıdır?

      

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500