Advert

ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ VE TARIMDA KOOPERATİFÇİLİK

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun'a çıkışının 100.yılı etkinlikleri kapsamında yer alan Atatürk'ün himayesinde 100.yıl,çağdaşlaşma mücadelemiz ve tarımda kooperatifçilik konulu konferans Ziraat Yüksek Mühendisi Yalçın Engiz Organik Tarım Müzesi’nde yapıldı.

ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ VE TARIMDA KOOPERATİFÇİLİK
ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ VE TARIMDA KOOPERATİFÇİLİK BafraHaber

     Konferansa konuşmacı olarak Milli Eğitim Eski Bakanı Metin Bostancıoğlu,16. dönem Samsun Milletvekili Köy-Koop Kurucu Genel Başkanı Ahmet Altun,Ziraat Yüksek Mühendisi Yalçın Engiz,21. dönem Samsun Milletvekili Ahmet Aydın,19 Mayıs Eski Belediye Başkanı Yılmaz Erel,Boğaziçi Üniv. Siyasi Bilimler Siyasi Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Mezunu Hüseyin Erel katıldı.

    Konferansın sunumunu ve açılış konuşmasını Oğuz Engiz yaptı.Engiz; Atatürk'ün Türk ulusunun dünyanın saygın ülkeleri içinde yer alması için başlattığı mücadelenin 100. yılını kutluyoruz.Samsun'da yaktığı meşalenin hiç sönmeyeceğini biliyoruz,bu mücadelenin çok meşakkatli olduğunun da farkındayız.Atatürk'ün Gençliğe hitabesinde de bu zorluklar çok net belirtilmiştir.Biz Atatürk'ün yolunda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz ve Türkiye Cumhuriyeti ve bu topraklarda yaşayan on milyonlarca vatandaşımız uygar dünyada hak ettikleri yeri er ya da geç alacaktır.

     Bugün dünyamızda üç büyük insanlık ayıbı yaşanmaktadır.Bunlardan biri Toprak Anaya ve Yerküreye verdiğimiz zarardır,bir diğeri devam eden savaşlardır ve üçüncüsü de hala açlıktan insanların ölüyor olmasıdır.İşte bu üçüncü insanlık ayıbını kapatacak olan akılcı tarım politikalarıdır.Bu politikaların en önemli bileşeni ise tarım ve hayvancılık kooperatifleridir.Bill Gates Vakfı son 10 yılda Afrika'daki birçok kooperatifçilik faaliyetini destekleyerek bu kritik konunun önemine dikkat çekti.Hindistan kırsal nüfusunun % 75'inde devlet katılımıyla yönetilen kooperatifler hakim.

    İlk kez 1752 yılında ABD de faaliyete geçen çiftçi kooperatifleri Avrupa'da ilk kez 1854'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırlarında başlatılmıştır.Bugün ABD'de 2100 çiftçi kooperatifi var,bunlar yılda 6,5 milyar dolar kar ediyor ve hepsini üyelerini dağıtıyor.Kooperatiflerin bağlı olduğu Ulusal Çiftçi Kooperatifleri Birliği ABD'de çok etkili.Kızılcıktan peynire,bademden üzüme yüzlerce ürün kooperatifleri mevcuttur.Kooperatifçilik,serbest pazar ekonomilerinde zayıflıkları azaltarak çiftçilerin,ekonomik sistemde yer ve söz sahibi olabilmeleri bakımından denge sağlayıcı bir mekanizma sunmaktadır.Gelişmiş ülkelerinde kooperatiflerin,sanayileşme ve küreselleşmeden pay alma düşüncesiyle yapısal değişimlere uğradıkları gözlenmektedir.Bu çerçevede dünyada kooperatifler için,kooperatif yapısını şirket değerleriyle bütünleştiren yeni nesil kooperatifler ortaya çıkmaktadır.Bu kooperatif yapısı ortaklarına daha fazla pazarlama gücü sunmanın yanı sıra üreticilere üretim ile beraber bu üretimi katma değeri yüksek ürünlere dönüştürerek ek bir kar imkanı sunmaktadır.Türkiye'de tarımsal kooperatif ve ortak sayısı açısından azımsanmayacak seviyelere ulaşılmasına rağmen, kooperatiflerin ürün ve girdi piyasalarında dünyadaki benzerleri kadar etkin olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir.Bu planda kooperatifçiliğin öncelikli 7 ana sorun alanına yer verilmiştir.

     Bu sorunlar; Devlet- Kooperatif ilişkileri,Mevzuat sorunu,Yönetim sorunu,Denetim sorunu,Finansman ve sermaye sorunu,Üst örgütlenme ve işbirliği sorunu ve Eğitim ve Araştırma sorunu olarak sınıflandırılabilir.Bu sorunların çözümü için Türkiye Cumhuriyeti ve bu topraklarda yaşayan on milyonlarca vatandaşımız uygar dünyada hak ettikleri yeri Atatürk'ün yolunda kararlılıkla yürüyerek er ya da geç çağdaş dünyada yerini alacaktır,dedi.

 

  Daha sonra söz alan Milli Eğitim Eski Bakanı Metin Bostancıoğlu; ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ TARIMDA

KOOPERATİFCİLİK

Milli bir Bayram olarak kutladığımız bu gün, 19 Mayıs 1919 ‘da Samsuna çıkan Mustafa Kemal’in sadece  Kurtuluş Savaşı’mıza giden yolunun başlangıcı  değildir. Bu yol aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve çağdaşlaşma  yoludur. 

Bu yolda Mustafa Kemal’in önderliğinde , bütün dünyaya örnek olan bir destan yazılmıştır.

                Bir ülkenin, bir milletin çağdaş olup olmadığı, yaşadığı zamanın uygarlık düzeyinde olup olmadığı ile ölçülür.

Özgür düşünce, eğitim, bilim, kültür,sanat, teknik, ekonomi ve çağın gerektirdiği yaşam tarzı çağdaş medeniyetin müşterekleridir.

 Çağdaşlığı böyle tanımlayıp, tarihe bir bakacak olursak :

Kurtuluş Savaşı’mızdan önceki zaman diliminde Osmanlı imparatorluğu askerleri Avrupa’da, Afrika’da, bitmez tükenmez savaşlarla ganimet ve işgal edilecek devletlerden alınacak vergiler peşinde koşarken;  Avrupa Devletleri daha 15 ve 16. Yüzyıldan başlayarak eğitim, kültür, bilim ve sanata çağdaş bir medeniyet yaratmışlardır.

Avrupa’da  Rönesans ile birlikte

*Özgür düşünce ve akla dayalı yeni bir eğitim, üretim ve sanat anlayışı benimsediler.

*Matbaanın etkisi ile yeni buluşlar ve düşünceler kolayca yayıldı.

* İncil ve Tevrat çok sayıda basıldı, milli dillere çevrildi. Avrupalılar bu kutsal kitaplarını aracısız, kendi dilleri ile okumaya başladılar ve öğrendiler.  Kutsal kitaplarında  yazılanlarla, din adamlarının söylem ve uygulamalarının ayrımına vardılar. Yaşam ve devlet işlerine müdahale eden kiliseye tepki duymaya başladılar ve bu tepki sonucunda

* Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, Okullar Kiliseden alınarak laik eğitim sistemi kuruldu.

* Yeni  bir ortak uygarlık düzeyi oluştu.

Aynı çağda yaşayan Osmanlı Sarayı bu yenilenmeye kayıtsız kalmıştır. Osmanlı tebaasının ise bunlardan haberi bile yoktu.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiğinde Osmanlı Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki topraklarını kaybetmiş, Sevr Anlaşması ile ordusu dağıtılmış, silahları düşmana teslim edilmiş, ülke Yunanlılar, İngilizler, Fransızlar ve  İtalyanlarca  paylaşılmış ve işgal edilmiştir.

Halkımız bitkinlik ve yoksulluk içindedir.

 Bütün umutların  tükendiği bu noktada umudunu yitirmeyen bir Mustafa Kemal vardır. Kurtuluşu Anadolu’da ve Türk insanında gören bir Mustafa Kemal .

Mustafa Kemal’e göre Türk Kurtuluş Savaşı sırf askeri bir savaş değildir. Askeri alanda kazanılacak zafer, milli kurtuluşun ilk şartıdır. Askeri zaferden sonra yapılacak işler bağımsızlık savaşı kadar önemlidir. Bu işlerin başında da eğitim ve ekonomik özgürlük gelmektedir.

Nitekim,  Mustafa Kemal daha Kurtuluş Savaşı başlamadan ,1921' de  Ankara’da Maarif Kongresini 1923 'de İzmir İktisat Kongresini toplayarak Ekonomik Bağımsızlık Savaşını da kazanarak Kurtuluş Savaşı’nı taçlandırmak isteyen Mustafa Kemal’in çok önemli birer adımıdır.

Tarımda Koopratifçilik

                Burada , üzülerek belirtmeliyim ki, bizim tarih eğitimimiz Savaşlar Tarihi eğitimidir. Bu savaşların, sosyal kültürel ve ekonomik nedenleri ve sonuçları göz ardı edilmiştir.

 Biz Atatürk’ümüzü Asker Atatürk ve Devlet adamı Atatürk olarak öğrendik ve öğrettik çocuklarımıza… Oysaki,  Atatürk’ün bilim ve aklın aydınlığında felsefe, iktisat, sosyal ve kültürel dehası bütün mazlum devletlere örnek olmuştur.

Atatürk’ün eksik anlattığımız yönlerinden biri de Tarımda Kooperatifçiliktir.

Bizde kooperatifi ilk kuran Mithat Paşa’dır sözü yanlıştır. Mithat Paşa’nın Memleket Sandıkları adı altında kurduğu Sandık 1888 yılında kaldırılarak yerine Ziraat Bankası kurulmuştur. Memleket sandıkları, Menafi sandıkları ve nihayet Ziraat Bankası birer kooperatif değildir.

Türk Kooperatifçiliğinin kurucusu Atatürk’tür.

Bu toplantının kısa süresi içinde söz etmem gerekirse  özetle şunları söylemek istiyorum.

Türkiye gibi büyük sermayelerden yoksun, ulusal ekonomiyi korumaya zorunlu bulunan bir memlekette kooperatiflerin kurulması kesinlikle ulusal bir ihtiyaçtır.” diyen Atatürk Türk kooperatifçiliğinin kurucusudur.

Ona göre "Ziraat Müdür ve memurları ile ziraat ve  ticaret ve sanayi odaları ve tüm öğretmenler kooperatiflerin kurulması hususunda yardım etmek ve bu konuda gerekli bilgilerle donatmakla yükümlüdürler. Bunu yerine getirmeyen memurlar ve öğretmenler görevlerini yapmamış sayılırlar.

Kooperatifçilikte işe “kooperatifçilik eğitimi” ile başmak istediğini görürüz. Önce eğitimi hedeflemesi ve kooperatifçiliği herkese öğretmek ve yaygınlaştırmak isteğindedir.

Atatürk kooperatifçilik konusunda yasal düzenlemelere öncülük etmekle kalmamış, biri tüketim diğeri Tarım amaçlı iki kooperatifi bizzat  kurarak bu kooperatiflerin bir numaralı kurucu ortağı olmuştur.

1925 yılında Ankara’da “Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi”ni kurmuştur.

Bu kooperatifin 1 no.lu ortağı Mustafa Kemal 2 no.lu ortağı İsmet İnönü’dür.

Mustafa Kemal’in kurucusu ve 1 no.lu üyesi olduğu ikinci kooperatif İçel’in Tekir köyünde bölgenin köy halkı ile birlikte kurduğu Tekir Tarım kredi kooperatifidir.

1936 yılında Tekir Tarım kredi kooperatifinin kuruluş başvuru dilekçesinin altında Kemal Atatürk ve köylü 35 kurucu ortağın imzası vardır.

Bu anlamlı 100. Yılda, bayram coşkusu içinde değiliz Atam. Diğer alanlarda olduğu gibi  istediğin şekilde Tarımda Kooperatifçiliği de yaygınlaştırıp geliştiremedik. Bu konuda da mirasına ve eserlerine  sahip çıkamadık.

Ancak, gösterdiğin aydınlık yoldan, senden ve senin eserlerinden vazgeçmeyeceğiz.

                Biliyoruz, her şey çok güzel olacak.

Daha sonra söz alan Köy-Koop Kurucu Genel Başkanı Ahmet Altun; Kooperatifçiliğin tarımda önemini belirterek Türkiye'de Köy-Koop'un  Kurucu Genel Başkanı olarak görev aldığını Kooperatiflerin amacı ortaklarına girdi temin ederken,kalite ve ucuzluk sağlayarak ürününü pazarda sürekli olarak değerinden tüketiciye ulaştırarak buradan elde ettiği kazançla da ortaklarının faydalanmasını sağlamaktır.Kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman içerisinde Kooperatifçiliğin gereği kadar ülkemizde gelişemediğini belirterek sorunları geniş şekilde katılımcılara anlattı.

     Ziraat Yüksek Mühendisi Yalçın Engiz kendisini Türk tarımının gelişmesinde Kooperatifçiliğin ve Organik Tarımın çok önemli olduğunu bu düşünceyle çok sayıda makale ve kitaplar yazarak düşünce ve bilgilerini üreticilerle paylaştığını bunun son örneği olarak doğup büyüdüğüm  ilçemde oğlum Oğuz Engiz'in maddi ve manevi katkılarıyla Yalçın Engiz Tarım Müzesi’nde  bugün bu konferansı burada düzenleyerek bizleri bir araya getirmenin mutluluğunu yaşattı.Sizlere katılımlarınızdan ve katkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim,dedi. 

    Ahmet Aydın;  Kooperatifçiliğin üreticilere sağladığı katkıları benden önceki konuşmacılar geniş şekilde anlattılar.Vaktinizi almamak için bende uzun yıllar çiftçilik yapan bir ailenin ferdi olarak Bafra'da geliştirdiğim çiftlikte Organik Tarım üretimi yaparak Türkiye genelinde hem ülkeme hem de bölgeme hizmet vererek  Organik Tarımın gelişmesi için çiftçilerimizle bilgi ve tecrübelerimizi paylaştık,dedi.

    Yılmaz Erel de konuşmasında Belediye Başkanlığım döneminde çiftçilerimizin Kooperatifleşmesinde elimden geldiği kadar onlara yardımcı olmaya çalıştım.Ben ve ailem çitçiliğin ne demek olduğunu çok iyi olduğunu bilenlerdeniz.Oğlum Hüseyin Erel ve ortaklarıyla beraber  Kaz Dağlarında ceviz çiftliği kurduk.Kurduğumuz bu çiftlik bölgedeki çiftçilere örnek oldu.Bizimle bilgi ve tecrübelerini paylaşan    Yalçın abimize teşekkür eder,saygılar sunarız,dedi.

       Konuşmaların ardından karşılıklı sohbet,fikir alışverişi yapıldı, sonrasında konferansa katılanlarla hatıra fotoğrafı çekildi.

m4947a9rr1n6q93kcnsl.jpg

 

39ckw9h3oudnfi9gcw96.jpg

kgc0jnz63363uiulxwpo.jpg

vo55a8alkrzeh3w0u4d.jpg

 

qskzz10vjgk4yc33q1.jpg

csb2bkrmsyw7rrxayuig.jpg

momx9va6k79gmqa3jmb.jpg

vem8v2r41bm633qcddsw.jpg

6dyooc11d0gspb78tra.jpg

 

5q2d9s6zvc77pr8sdohk.jpg

2mtj9mbkgs6h09y2pm.jpg

 

YALÇIN ENGİZ KOOPERATİFÇİLİK
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500