Advert

ÇILGIN PROJE’DE ISRAR

Prof. Dr. Türk: “İstanbul Kanalının açılmasına karar veren tek kişi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konunun her yönüyle ilgili uzmanların katılımıyla son bir değerlendirme yapmasında yarar vardır.

ÇILGIN PROJE’DE ISRAR
ÇILGIN PROJE’DE ISRAR Admin

Prof. Dr. Türk:

“İstanbul Kanalının açılmasına karar veren tek kişi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konunun her yönüyle ilgili uzmanların katılımıyla son bir değerlendirme yapmasında yarar vardır. Çünkü sıradan bir kanal açılması değil; İstanbul ve Trakya’yı, Karadeniz ve Marmara’yı etkileyecek, sonuçları bütün Türkiye’ye yansıyacak bir ‘çılgın proje’ söz konusudur.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul Projesini eleştirenlere karşı “İsteseniz de, istemeseniz de Kanal İstanbul  yapılacaktır” sözü üzerine eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde isabetli bir niteleme ile ‘çılgın proje’ olarak kamuoyuna açıkladığı Kanal İstanbul Projesini –doğal dengeleri bozacak çevresel etkilerini, yüksek maliyetini, Montreux Boğazlar Sözleşmesi açısından hukukî sakıncalarını dile getiren eleştiri ve uyarıları dikkate almaksızın– her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmekte kararlı olduğu anlaşılıyor.   

Oysa bu Proje, ekosistemi üzerindeki  olumsuz etki ve sonuçlarıyla her şeyden önce bir doğa kıyımı olacaktır.  Ayrıca  Anayasa’mıza göre bölünmez bir bütün olan Türkiye’nin Trakya bölgesini ve İstanbul  ilini bir fantezi uğruna gereksiz yere  ikiye bölecek, İstanbul’u bir ada şehri hâline getirecek, Trakya’da karayoluyla ulaşımı birçok yerde kesecek, gemilerin geçmesine elverişli yüksek köprüler yapılmasını zorunlu kılacaktır.

İstanbul Kanalını açmakla Türkiye’nin ne kazanacağı belli değildir. Tek gerekçe olarak gösterilen İstanbul Boğazı’ndaki kazaları önlemek, Kanalın açılmasıyla da gerçekleşmeyebilir. Çünkü bu kazalar, gemilerin çarpışmasından çok, zaman zaman bazı gemilerin kıyıdaki yapılara çarpmasından kaynaklanmaktadır. Buna meydan vermemek veya bu olasılığı azaltmak için Boğaz girişinde Montreux Sözleşmesi’ne göre ticaret gemileri için isteğe bağlı olan kılavuz kaptan alınması tavsiye edilebilir. Ekleyelim ki, gemilerin açılacak Kanalda çarpışmayacağı veya kıyılara çarpmayacağı konusunda bir garanti de yoktur.  

Kazaları önlemek için Boğaz’daki deniz trafiğini azaltmak ise, İstanbul Kanalı’ndan geçiş zorunluğu koymadıkça gerçekleşmez.  Ama böyle bir zorunluk, ticaret gemileri için kural olarak Boğazlardan geçiş serbestliği ilkesini koyan Montreux Sözleşmesi ile bağdaşmaz.

 Bu nedenlerle İstanbul Kanalı, beklenen yararları sağlamayabilir. Bu olasılık Kanalın yol açacağı zararlı etkiler ve doğuracağı sakıncalarla birlikte dikkate alındığında varılan sonuç, Projenin uygulanmaya konulmadan önce her yönüyle bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Çünkü yanlış bir işlemi sonradan düzeltmek veya geri almaktan, bir yasadaki isabetsiz  hükümleri değiştirmekten farklı olarak; değişik özellikleriyle Karadeniz ve Marmara’yı birbirine bağlayacak, 45 kilometre uzunluğunda, 120 metre genişliğinde bir kanalın yol açacağı zararlı etkiler ve sakıncalı sonuçlar ortaya çıktığı zaman, artık ondan vazgeçmek olanağı bulunmayacaktır. 

İstanbul Kanalının açılmasına karar veren tek kişi olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konunun her yönüyle ilgili uzmanların katılımıyla son bir değerlendirme yapmasında yarar vardır. Çünkü sıradan bir kanal açılması değil; İstanbul ve Trakya’yı, Karadeniz ve Marmara’yı etkileyecek, sonuçları bütün Türkiye’ye yansıyacak bir ‘çılgın proje’ söz konusudur.”

Türk
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500