Vatandaşların bildirgeyi dikkatlice okuduktan sonra yüzlerinde hafif bir tebessüm belirdi. İçlerinden "At martini Debreli Hasan dağlar inlesin" türküsünü mırıldanmaya başladılar. Bildirgelerin içinde topluma faydalı maddeler vardı. Çoğu da uçuk vaatlerdi. Önümüzdeki seçimde bazı sürprizler olabilir. Bu bakımdan liderlerin konuşmalarına, vaatlerine , hareketlerine, çok ama çok dikkat etmeleri gerekir. Yanlış bir ifade ya da bir hareket ülkeyi zarara sokabilir. Şöyle ki: önceki yıllarda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında bir tartışma sonucu Anayasa kitapçığı havada uçmuş, ertesi günü borsa sıfırlanmış, onlarca şirket batmış, geleceği için borsaya yatırım yapan vatandaşlar bir anda parasız pulsuz kalmışlardı. Çok sevdiğim bir arkadaşım yılların birikimi olan o zamanki parayla otuz milyon lirasını bir akşamda kaybetmenin üzüntüsüyle kendine gelememiş, bir hafta içinde ölüp gitmişti. Türkiye bu ekonomik çalkantıdan sonra uzun müddet kendine gelemedi. Demek ki liderlerin ufak da olsa ters bir hareketi ülkeyi çalkantıya götürebiliyor.
İkinci örnek Suriye’nin başımıza açtığı sıkıntılardır. Bu iki devlet arasındaki anlaşmazlık, ipleri kopmasaydı, gevşek tutulsaydı çok daha iyi sonuçlar vereceğine inananlardanım. İlişkileri bıçak gibi kestik. İyi mi oldu? İki milyona yakın mülteci üzerimize kaldı. Onlara her gün milyonlarca para akıtılıyor. Suriye’den geçen ihraç yolları tırlara kapatıldı. Her gün Orta Doğu’ya ihraç malı götüren tırlar işsiz kaldı. İhracat yapan firmalar teker teker kapanmaya başladılar. Böylesi iyi mi oldu? Tabi ki hiç iyi olmadı. Ekonomimiz her gün daha kötüye gitmeye başladı. Madalyonun altını görmeden aniden verilen kararların ülkeyi nerelere götürdüğünü gösteren örneklerdir. Bu acı örnek yetmiyormuş gibi peşinden Mısır’a takıldık. Efendim seçimle gelmiş iktidara nasıl darbe olurmuş. Efendim adam askeri darbeyi yapmış, Cumhurbaşkanı Mursi' yi içeriye tıkmış ve yirmi sene hapis cezası vermiş, işi bitirmiş. Adamlara yüklene yüklene milyonlarca dolar olan anlaşmaları da kestirdik. Orta Doğu’daki ihraç kapılarını kapattık ve rahat ettik!
Aramızın iyi olduğu bir komşumuz yok. Her ağzımızı açtığımızda ya Avrupa Birliğine yahut da Birleşmiş Milletler kurumlarına bindirme yapıyor, ağzımıza geleni söylüyoruz. Ondan sonra da bu adamlar bizim aleyhimize kararlar alıyorlar diye yakınıyoruz. Başka ne bekliyorduk ki? En son Ermeni soykırımı konusunda adamlar hiç düşünmeden, bilmeden, aleyhimize karar aldılar. Tersi zaten sürpriz olurdu. Liderlerin konumunun ne denli önemli olduğunu ufak misallerle belirttik. Yeni oluşacak meclisten gerekli oyu aldığı takdirde, Sayın Erdoğan başkan olmak için her türlü çabayı göstereceğini devamlı ifade ediyor. Muhalefette ülkenin kaderini bir kişiye bırakmayız diye diretiyor. Sayın Erdoğan başkanlık sistemiyle ülkenin şimdiye nazaran on adım daha ileri gideceği iddiasında bulunuyor.
Hayırlı gelişmeler dileğiyle ‘Haydi Debreli , patlat şu kara martini neşemizi bulalım.’ diyerek noktayı koyalım.