Çok da yararlandığım konuşmasında hocamız, Susmak ve susmanın erdeminden söz ediyor. İnsanlar niçin susarlar? sorusunu örnekleriyle yanıtlıyordu.
Diyordu ki; Susmak sözcüğü sözlüklerde “Konuşmasını kesmek veya konuşmaktan kaçınmak” ya da “… tepki göstermemek” olarak tanımlanıyor:“İnsanlar konuya önem vermemekten dolayı susarlar. Bana söz düşmez anlamına , saygıdan da susulur. Dili tutulup, ne diyeceğimi bilememekten de susulur. Konuşulan ortamdan dolayı, güven zaafından da susulur. Söylenecek bir sözü olmadığı için de susulur.”
Benim de daha önce yazıp ve anlatmaya çalıştığım gibi “susmak”, bu konferansta öğrenciler düzeyinde, hiçbir mesaj vermeden , dinleyicinin muhakemesine sunulan bilgileri düşünerek uykuya dalmışım ki, gecenin bir saatinde , suçlu ayağa kalk emri ile yataktan fırlamışım. Eşim gece lambasını yaktığında beni ayakta durur vaziyette suskun ve ürkek bir şekilde duvara bakar vaziyette görmüş.
Tanımadığım bir ses beni sorguluyordu :
“Önce, ne istedilerse verdiler. Devleti parselleyip bölüştüler : Emniyet senin, Milli İstihbarat benim, Danıştay benim, Yargıtay senin. Hâkimler benim, savcılar senin… Hukukun canına okudular, sustunuz !
Başta Genel Kurmay Başkanı’mız olmak üzere, generallerimizi, amirallerimizi, varlıkları ile onur duyduğumuz subaylarımızı, kısacası ordumuzu esir alıp, düzmece delil ve gizli (yalancı) tanıklarla terörist olarak hapsedip yargıladılar, sustunuz !
Hırsızlıklara , yolsuzluklara karşı “çalıyorlar ama çalışıyorlar” dediniz, sustunuz…
Özgürlüklerimiz daha da kısıtlandı, sustunuz !
Cumhuriyet’e dil uzattılar, Cumhuriyetin 100. Yılını Cumhuriyeti ortadan kaldırmak
için 2013’ ü hedef seçtiler sustunuz !
Atatürk heykellerini, büstlerini parçaladılar, sustunuz !
Türk’üm, Doğruyum sözlerini çocuklarımızın andından çıkardılar, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözünü yasakladılar, sustunuz !
İstanbul’un ortasında gazetelere, gazetecilere saldırıldı, gazeteciler işten atıldı, terörist diye tutuklanıp hapse konuldular, sustunuz !
Basılmayan kitapları toplattılar sustunuz !
Maden ocaklarında, inşaatlarda işçilerimiz, meydanlarda gençlerimiz katledildi, sustunuz !
Askerlerimiz, polislerimiz öldürüldü, sustunuz !
Rant uğruna binlerce yıllık ağaçlar kesildi, tabiat varlıklarımız, doğamız katledildi,
sustunuz !
Sessiz kalmakla suça ortak oldunuz ! Savunmanızı yapın ”
Bana yöneltilen bu suçlamalara susmadım, susmuyorum, susmayacağım cevabını verirken
uyanmışım. Rüyadaki o görüntü ve tanımadığım ses yok oldu.
Bir süre sessizlikten sonra , bu defa ben kendime sordum: Sahi biz ne yaptık, ne yapıyoruz
Allah aşkına ?
Bu soruyu milletçe kendimize sormalıyız diye düşünüyorum. Ne dersiniz? Susmayın
söyleyin lütfen sesinizi özledim.
Büyük şair Can Yücel’in söylediği gibi ;
Eskiden oturduğum o mahalle var ya orayı özledim.
Çocukluğumu özledim.
Benden gidenleri özledim.
Ölen yakınlarımı özledim.
Artık işime yaramaz diye çöpe attığım, ya da birine verdiğim
Oyuncaklarımı özledim.
Geride bıraktığım insanları özledim.
En kötüsü ne biliyorum.
Özlediklerimin hiç biri geri gelmez.
Sadece özledim.
************
Yeni yılınız sağlık ,huzur ve sevgi yılı olsun.