Advert
UZUN KONUŞMAK, KISA YAZMAK
Vural Dilmaç - Damla Damla

UZUN KONUŞMAK, KISA YAZMAK

Açık alanların ve kapalı mekânların sayılarının çoğalmasıyla konuşmaya hevesli bir hayli vatandaşımız da meydanlarda boy göstermeye başladılar. Mikrofonu eline alan hatip zannediyor ki, vatandaşlar merakla kendisini dinliyor. Aslında işin özü öyle değil. Meydanlara toplanan vatandaşlar hatibin bir an önce konuşmayı kısa kesmesini, bitirse de işlerine güçlerine baksalar diye düşünüyorlardır. Mikrofonda konuşmak büyük maharet ister. Dinleyenleri sıkıp bunaltmadan, değişik konuları sıralayarak anlatmak zor bir iştir. Çünkü; dinleyenler en çok beş dakika konuşmacıyı dikkatle dinler. Ondan sonra yavaş yavaş dikkatler dağılır ve yanlarındaki insanlarla konuşmaya başlarlar. O andan itibaren de konuşmacının konusu değerini kaybeder. Büyük mitinglerde ikiden fazla konuşmacının mikrofona geçmesiyle miting alanlarında bayılmalar, yerlere yığılmalar baş göstermektedir. Hazır bulunan ambulanslar hemen vatandaşın yardımına koşmaktadır. Bu örnek de gösteriyor ki, uzun konuşmak dinleyenleri bunaltıyor, hatta hatta bayıltıyor. Konuşmacılara bir hatırlatma: “Öyle bir söz söyle ki sözünden ibret alsınlar, eğer söz bilmez isen sükut et seni insan saysınlar.”

* * *

         Bir de kalemi eline alıp da bırakmayan tanıdıklarımız var. Sayfa dolusu yazıları sıralayıp görüş ve düşüncelerini okuyucularına kabul ettirmeye çalışıyorlar. Hiçbir okuyucu kendini sıkan, zamanını alan uzun yazıyı okumaz. Az ve öz prensibini unutmadan yazıya başlamak, yazarın devamlılığını sağlar ve beğeni kazandırır. Böyle bir prensip onun her zaman aranan bir yazar olduğunu da gündeme getirir.

Değerli okuyucularım Ramazan Bayram’ınızı kutlar, sağlıklı günler dilerim.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500