“Kan şekeri dengesizliği, oruç tutmayı riskli hale getirebilir”

Diyabetin kan şekeri dengesinin bozulduğu bir hastalık olduğunu söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Hulusi Atmaca, “Diyabetik bireylerde pankreastan salgılanan insülinde yetersizlik olduğu için kan şekeri dengesi kurulamaz. Diyabet hastalarının oruç tutabilme durumu, hastalığın tipine, seyrine ve eşlik eden diğer hastalıklara bağlıdır” dedi.

“Kan şekeri dengesizliği, oruç tutmayı riskli hale getirebilir”
“Kan şekeri dengesizliği, oruç tutmayı riskli hale getirebilir” BafraHaber

VM Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof.
Dr. Mehmet Hulusi Atmaca, Ramazan ayında oruç ve diyabet hakkında bilgilendirmede
bulundu.
Diyabetin halk arasında genellikle kan şekerinin çok yükselebildiği bir hastalık olarak
bilinmesine rağmen, gerçek hayatta kan şekerinin anormal yükselme ve/veya hayati
tehlikeye sokacak kadar anormal düşmeye neden olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet
Hulusi Atmaca, “Bu açıdan diyabet, kan şekerinin dengesizleştiği bir hastalıktır. Diyabeti
olmayan sağlıklı bireylerde beslenmedeki dengesizliklere rağmen kan şekeri normal
sınırlarda seyredebilirken, diyabetik bireylerde pankreastan salgılanan insülindeki yetersizlik
nedeniyle bu denge kurulamaz. Böylece uzun süren açlıklarda kan şekeri hayati tehlikelere
yol açabilecek ani şeker düşüklüğüne veya aşırı ve sağlıksız beslenmede kan şekerinin ileri
derecede yükselmesine yol açabilir” ifadelerine yer verdi.
“Bazı diyabetlilerin oruç tutması riskli olabilir”
Orucun mevsimine ve yaşanan coğrafyaya göre değişen sürelerde gün boyu açlığın ve
susuzluğun sürdüğü bir ibadet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Atmaca, “Hangi hastanın oruç
tutabileceği diyabetinin tipine, seyrine ve eşlik eden diğer hastalıklara bağlı değişiklik
gösterir. Bu yüzden her diyabet hastasının bu açıdan ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Bazı
hastaların uzun sürecek bir açlık veya susuzluğa maruz kalması uygun değildir, bazılarının
da uygun önlemler ve tedavide yeni düzenlemelerle oruç tutması sağlanabilir” dedi.
“Oruç ve diyabet ilişkisi, 3 grupta değerlendiriliyor”
Oruç ve diyabetik hasta ilişkisinin basitçe üç grupta ele alınabileceğini söyleyen
Prof. Dr. Atmaca, bunları şu şekilde sıraladı:
“Koşulsuz oruç tutmaması gereken hastalar: Bunlar; tip 1 diyabeti olanlar, tip 2
diyabeti olup da kan şekeri dengesiz ve kontrol dışı seyredenler, kan şekerinde ani
düşmeler (hipoglisemi) yaşayanlar, yoğun insülin tedavisi (günde 3 kez veya daha
fazla insülin enjeksiyonu) alanlar, diyabetik gebeler ve böbrek yetmezliği eşlik eden
hastalardır.
Belirli önlemleri alması koşuluyla oruç tutabilecek hastalar: Diyabet hapları ile
veya günde bir veya iki kez insülin kullanımı ile kan şekeri dengede olan tip 2
diyabetli hastalardır. Bu gruba giren hastaların hekimlerine başvuru yaparak oruca
özgü bir tedavi düzenlemesi yapmalıdır. Aksi halde oruç tutmamalıdır.
Oruç tutabilecek hastalar: Kan şekeri sadece diyetle veya metformin ve/veya
pioglitazon içeren haplarla kontrol altında olan hastalardır. Bu hastaların oruç
tutmaları halinde, ilaçlarında herhangi bir değişikliğe ihtiyacı yoktur.”
“Tatlı ve hamur içerikli gıdalardan uzak durulmalı”
Oruç tutması uygun görülen hastaların yaklaşık 14 saat sürecek açlık ve susuzlukta dikkat
etmesi geren durumlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atmaca, “Oruç sırasında kan şekerinde

ani düşmeler veya 250 mg/dl’yi aşacak yükselmelerde oruca son verilmeli ve hekime
başvurmalıdırlar. Hastaların mutlaka sahura kalkmaları, yeteri kadar sıvı almaları ve menü
içeriği ve miktarı büyük önem arz eder. Tatlı ve hamur içerikli gıdalardan uzak kalmak ve
kalori sınırlaması, özellikle kilo sorunu olan hastalar için kilo kaybı sağlayabilir. Sonuç olarak,
uygun hastalar için Ramazan ayı sağlık açısından bir fırsat ve kazanç ayına dönüştürülebilir”
dedi.

“Kan şekeri dengesizliği oruç tutmayı riskli hale getirebilir” başlıklı haber metni