Türkiye’nin uluslararası deniz hukukundan doğan haklarını kullanması,
bu hakların kullanıldığı ve ileride de kullanılacağı deniz alanlarının ‘mavi vatan’
olarak nitelenmesi, hiçbir şekilde ‘masal’ olarak nitelenemez.”
CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın 27 Temmuz 2024 günü TBMM’de
Türk Silâhlı Kuvvetleri unsurlarının iki yıl süreyle Somali’ye gönderilmesine ilişkin
görüşmeler sırasında “Mavi Vatan” kavramını “masal” olarak nitelemesi; Millî
Savunma Komisyonu Başkanı AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’ın buna
Mavi Vatan’ın “masal” değil, “gerçek” olduğunu söyleyerek cevap vermesi;
tartışmanın CHP Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında yapılan parti içi bir
toplantıda ele alınması, toplantı sonrasında CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Deniz
Yücel’in “Bizler için Mavi Vatan, Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizindeki meşru
çıkarlarımızdan bir adım geri atmamaktır” açıklamasını yapması 1 dolayısıyla eski
Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, konu hakkında
yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Mavi vatan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Karadeniz, Marmara, Ege ve
Akdeniz’deki egemenlik ve yetki alanlarını belirten bir terimdir. Bu terim, ilk kez 2006
yılında Amiral Cem Gürdeniz tarafından kullanılmış, 2015 yılından itibaren Devletin
bu alanlarda askerî güce dayalı bir strateji yürütmesinde etkili rol oynamıştır.
Mavi vatan, yalnız devletin egemenlik haklarına sahip olduğu karasularını
değil; daha geniş bir alan olarak münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığını da içine
alan bir kavramdır. 10 Aralık 1982’de Jamaika’da imzaya açılan ve hâlen Birleşmiş
Milletler (BM) üyesi devletlerin tamamına yakın bir bölümünün imzaladığı veya
sonradan katıldığı, Türkiye’nin henüz katılmadığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne 2
göre karasuları, 12 deniz milini geçmeyen; münhasır ekonomik bölge, karasularının
ötesinde 200 deniz miline kadar uzanabilen; kıta sahanlığı, kara ülkesinin doğal
uzantısı olarak belirli kriterlere göre 200 deniz mili ötesine de gidebilen alandır. BM
Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre sahildar devletlerin münhasır ekonomik bölge ve
kıta sahanlığında da Sözleşmede ayrıntılı olarak sıralanan hak, yetki ve yükümlülükleri
vardır. Örneğin sahildar devlet, kıta sahanlığında sismik araştırmalar (sondajlar)
yapmak, petrol veya doğal gaz bulduğu takdirde bunları işletmek hakkına sahiptir.
Türkiye’nin 2020 yılında Doğu Akdeniz’de yaptığı sismik araştırmalar bu hakka
dayanmaktaydı.
Türkiye’nin uluslararası deniz hukukundan doğan haklarını kullanması, bu
hakların kullanıldığı ve ileride de kullanılacağı deniz alanlarının ‘mavi vatan’ olarak
nitelenmesi, hiçbir şekilde ‘masal’ olarak nitelenemez. Üç yıl önce CHP İstanbul
Milletvekili ve dış politikadan sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Ünal
Çeviköz’ün söylediği ‘Mavi vatan diye 200 mile kadar alanı da kendi egemenlik
alanınınız olarak görürseniz, o zaman saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız’ sözü 3
de yanlıştı. Böyle bir politika söz konusu değildir. Bu, Yunanistan’ın çıkar çatışması
nedeniyle ortaya attığı ve 11 Aralık 2020 günü Avrupa Birliği Zirvesi’nde Türkiye’ye
karşı haksız bir yaptırım kararı alınmasına neden olan bir iddiadır. Türkiye’nin böyle
bir iddiayı kabul etmesi söz konusu olamaz.
2
Türkiye’nin yapması gereken, 42 yıl önce imzaya açılan, 16 Kasım 1984
tarihinde yürürlüğe giren, karasuları yanında münhasır ekonomik bölge ve kıta
sahanlığı ile ilgili düzenlemeler içeren BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne daha fazla
gecikmeden katılmaktır.
Ekleyelim ki bu kavramlar, 26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun ‘Kıta sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların
işgali’ kenar başlığını taşıyan 224. maddesiyle konulan ceza hükümleriyle zaten Türk
hukukuna girmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne
katılması, bu kavramlara da açıklık getirecektir.”
________________________
1 Bu konudaki haberler için bk. Cumhuriyet, 30.7.2024, s. 5 “CHP’de Özgür Özel başkanlığında
‘Mavi Vatan’ toplantısı yapıldı”; Hürriyet, 30.7.2024, s. 12 “CHP’de ‘Mavi Vatan’ Zirvesi”.
2 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin İngilizce resmî metni için bk. The Law of
the Sea. Official Text of the United Nations Convention on the Law of the Sea with Annexes and Index.
Final Act of the Third United Nations Conference on the Law of the Sea New York 1983 (United
Nations Publication), p. 1-186.
Türkçe çevirisi için bk. M. Aydoğan Özman (Çev.), Birleşmiş Milletler Üçüncü Deniz Hukuku
Konferansı. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, İstanbul 1984 (İstanbul Ticaret Odası Yayın
No. 5), s. 1-216.
3 Bu söz için bk.İnternetHaber, “Ünal Çeviköz ne dedi sözleri olay oldu. Ünal Çeviköz kimdir?”
(internethaber.com/unal-cevikoz -ne-dedi-sozleri-olay-oldu-unal-cevikoz-kimdir-2209167h.htm).