TARİHİMİZİ İLGİNÇ KILAN, VE BİZİ BİR ARADA CANLI TUTAN, HAKLILIĞIMIZI GÖSTEREN,MİLLİ BİR BAŞARIYI SİMGELEYEN VE
SINIRLARIMIZIN ÇELİK KALKANINI YAPAN BU KUDRET, SÜREKLİ TARİH SAHNESİNDE KALMA İNANCI VE FELSEFESİYLE ATATÜRKÜN KURDUĞU VE EN BÜYÜK ESERİM DEDİĞİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İLE TEMSİL EDİLEN CUMHURİYETİMİZDİR…
İnançlara saygılı,SOSYAL özellikli ve çağdaş HUKUK anlayışı bu cumhuriyetin değişmez nitelikleridir..
BU ÇELİKLEŞMİŞ İrade”TÜRK ORDUSUNUN KANINDA” da MÜNDEMİÇTİR(=VARDIR) VE GENLERİ İLE NESİLDEN NESİLE TAŞINMAKTADIR…TAŞINACAKTIR..
İşte bu nedenlerle sınırlarımız, ve TÜRK varlığının geleceği doğal olarak MİLLİ ORDUMUZUN KORUMASI altındadır.
Tarih göstermiştir ki Türk Silahlı gücü“AVANGARD”bir güçtür ..
Ya doğrudan doğruya kendisi ya da kurumları veya LİDERLERİ, ÖNDERLERİ eliyle bu”Avangard”görevi hakkıyle başarmıştır...
( Avan Gard : fransızca bir terimdir)
Bir askeri terim olarak öncü,yol gösterici,ilerici, yenilikçi olarak kullanıla gelmiştir...)
Kim demiş "VESAYET" kötü...??
Halbuki...
Her İNSAN doğar doğmaz otomatik bir şekilde VESAAYET altına alınır. Bir içgüdüsel (instiktiv) refleksle başlayan bir korumadır bu. Öncelikle Ana-Baba..,sonra yakın çevresi., konu-komşu,ve ilgili sosyal devlet kurumlarının doğal “Vesaayeti” şeklinde devreye girer.En güvenli koruma (=Vesaayet) ise “ANA KUCAĞI”dır; karşılıksız katıksız geri ödemesiz bir destektir....
Çünkü derhal beslenme garantisi Orada'dır..Baba kucağı da var ammaaa…, bunun yanında ninni gibi kalır….
Keşke her zaman güvenceli, kuvvetli bir Vesaayet altında olsak :
“Allah aşkına” KUVVETLİ bir Vaasi'yi kim istemez.......... Bir de,
-Deneyimli,disiplinli,
-Modern,donanımlı,
-Tarihi,geçmişi belli,MİLLİ.
-Türke hizmeti ASIL kabul eden,
-Ahlaklı,saygın,
-Tarafsız,yetenekli,
-Siyaset dışı,ülke taraftarı,
-Alnı açık,başı dik,
-Göğsü kabarık,
-Tatlı-sert sözlü,
-İleri görüşlü,derin bakışlı…..
Dosta gurur,düşmana korku salar ..ise.
Bu saydığım niteliklerle öne çıkan bir Vesaayetçim olsun elbet isterdim.. Ne güzel olurdu...!
Sağlık olsun derim..
VESAAYET : Bir işi/görevi en doğru yöntemle ele alıp hak ve çıkarları KİŞİ veya KAMU adına ,yararına yönetmek demektir.
Yöneten kişi veya kurum VAASİ adını alır..
(Belli bir amaç için koruyucu,kollayıcı bir yöneticidir)
Yasalarımız Vesaayeti/vaasiliği tanımlamıştır. Burada Kamu Vesaayeti ve özel Vesaayetten söz ediliyor.Bir Kayyum atanmasında Vesaayet değil yönetim değişikliği söz konusudur…Kamu yararı öncelenir....
Şartları farklıdır,fakat yine mahkeme kararı gereklidir.
Vesaayet(=Koruma Kalkanı) kimlere,ne zaman gereklidir:
BİR BEBEK:Ana karnında bile önce annenin tabii koruma kalkanında gelişir, sonra ailenin ve üyesi olduğu toplumun Vesaayetinde yaşamını sürdürür.
Bir ÖĞRENCİ: Okul idaresinin ve öğretmenlerin Vesayeti altında eğitim görür…
Bir HASTA: İyi bir tedavi görmesi için hekimin ve sosyal güvenlik kurumunun vesayeti altında bulunması sağlık güvencesinin bir gereğidir.
Bir İŞÇİ: İşverenin ve devlet Anayasasının koruması (=vesaayeti) altında çalışması gereği vardır.
Bir Şehir HALKI:Valiliğin ve İçişleri bakanlığının koruması altında olursa mutludur.
Bir ÖĞRETİM Üyesi:Üniversitenin ve yönetimin yüksek kaliteli vesaayeti altında verimli olabilir…
Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz.
Biz şimdi Vesaayeti (=koruma ve kollamayı) bir ÜLKE için ele alırsak ne söyleyebiliriz…El cevap:
O ülkenin BEKASI (=YAŞAMA) “REFLEKS”leri anlamında bir KORUNMA VE KORUMA gereksinimi anlamını taşır.Bir Ülke EĞİTİM, SOSYAL ADALET, ve güçlü bir SAVUNMA mekanizması sayesinde ayakta kalabilir.
Milli eğitim VAZGEÇİLMEZ bir vaasidir,
SOSYAL adalet kurumu VİCDANİİ bir vaasidir,
Güçlü bir ORDU ULUS için yine en güvenilir bir vaasidir.
Her şeyden önce EĞİTİM,ADALET ve SAVUNMA tehlikeye düşerse içgüdüsel bir Vesaayet hemen devreye girer.( =instriktiv vesayet)
Vesaayet,Devleti koruma ve kollama veya önlem amaçlı bir kollama ise devamlılığı vazgeçilmezdir,sürekliliği esastır.Devamlılığı o derece önemlidir ki seçimlerle yönetimler değişse bile yön ve yöntem amaç değişikliği asla düşünülemez........
Devletin yaşaması için hem yasalarla düzenlenen bir Vesayet (Koruma-kollama) hem de “İNSTİCTİVE” bir VESAAYET var olmaya devam edecektir....
En doğru ve gerçekçi bir örnek KURTULUŞ savaşında tebeyyün eden(=ortaya çıkan) ülke savunmasıdır.
Kurtuluş savaşında düşmana karşı köy- köy direnişlerin başlaması İÇGÜDÜSEL bir Vesayetin DOĞMASINA neden olmuştur.Türk milleti ülkesini koruma ve kollama içgüdüsü ile VATANI savunma Vesaayetini genlerinde taşır.Vatanın Vaasi'si herzaman TÜRK Ulusu'nun kendisidir TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN kuruluşunda bu Vesaayetin Lideri Mustafa Kemal Paşa Hazretleridir.
Ne Mutlu Türküm Diyene…! Özdeyişi ile kalplerde yeretmiştir...
Milli nitelikli bir Vesaayet BAĞIMSIZLIK anlamına gelir…
Milli,yerli ve nitelikli bir vesayet özel şartlarda ve bazı olağanüstü hallerde içgüdüsel olarak meydana gelebilir.
İzmir ve istanbulun işgali ile başlayan halkın direnişleri nitelikli KOMUTAN'larımızın önderliğinde ZAFERLE sonuçlanmıştır.Buradaki Vesaayet kanunla değil hak-adalet arayışı ve yaşama refleksi ile kendiğinden ortaya çıkmıştır.Ordu ve millet sayesinde.Yabancı bir ülkenin Vesayeti tümden reddedilmiştir.Ozaman İngilizAmerikan Vesaayetini(=manda) isteyenler bile vardı....
Orduları yenilmiş bir ulusun bağımsız yaşaması ne mümkin.......
Bunun sonucu köleliktir. Bunu en iyi SOSYOLOGLAR bilir.
Ortaya konan uluslararası bazı yasaların öngördüğü Vesaayet ısmarlama bir Vesayettir;Şartlara ve zamana göre şekil değiştirir,arzu edilen sonuç çokkere hüsranla biter. Örnekleri mi: AB-NATO,hatta BM,...Uluslararası kuruluşların öngördüğü VESAYET, milli bir vesayet midir...Bir avuntudan öteye gitmezz...
Uluslararsı vesaayet anlaşmaları( dosluk??) TÜRK Milletinde bir çok hayal kırıklığına da neden olmuştur…
Her canlının ve devletin temel kurumlarının korunmaya gereksinimi vardır, neslin ve kurumların devamı için bir içgüdüye sahip oldukları varsayılmaktadır.
Neslin , Varlıkların ve Kurumların korunması Dünya MİRASI'nın korunması anlamına gelir....
Bu görüşlerimizi TÜRK SOSYOLOGLARINA ithaf ediyorum.
2017 Yılında herkese mutluluklar dilerim. ...
