GEÇEN YILLAR

Geçen Yıl Üzerine

GEÇEN YILLAR
GEÇEN YILLAR

 

    Yıllar birbiri ardına geçiyor. Gelen her yıl yeni sevinçler ve mutluluklar ümidiyle beklenir ve karşılanır.

    Ama hayatın gerçekleri beklentileri zaman zaman boşa çıkarır…

                                                    Hayatın gerçekleri nelerdir?

    Bunun en başında insanın kendisi gelir. Çünkü insan kendi değerlerine sahip çıkar, çalışması gereken zamanları doğru değerlendirirse ve  göstermesi gereken çabayı gösterirse hayatın gerçeklerinin olumlu olarak meydana çıkmasını ve oluşmasını sağlar.

                                                   Bir diğer hayat gerçeği de sevgidir.

    İnsan kalbinde taşıdığı sevgiler kadar zengindir.İnsanın kendisini sevmesi ve kendisi için  iyi şeyler düşünüp istemesi bulunduğu topluma, birlikte hareket isteğiyle bakmasını sağlar ve etrafına ve yaşadığı ortama bir canlılık katar.

   Yine insan, birlikte yaşadığı insanları sevme becerisini gösterirse, onları daha iyi şeylere ve yaşantıya layık görürse sorumluluk almak suretiyle bulunduğu topluma katkıda bulunmaya gayret ederek, hayatın gerçeklerinin doğru ve iyi olmasını sağlar.

   Kendisi için bir şey istemeyen, kendi hayatını güzelleştirmek için gayret göstermeyen bir insanın  gelecek yıldan ve günlerden beklentisi ve ümidi de olmaz…

   Böyle bir insanın sevgi fakirliği toplumun fakirliğine dönüşür.

   Bunun sonucunda yaşadığımız beldeler zor yaşanır ve sürekli olarak şikayet edilen yerler haline gelir.

   Yaşadığı şehirde, asayiş ve  güvenlik sorunları olan, yolları yürünemez, trafiği akmayan, temizlik sorunları pisliğin kanıksanması noktasına varmış, yeşili yok olmuş beton yığınlarına dönüşmüş olur.

    Sevgisiz ve bana neci insanlar ve toplumlar için gelen yılların  hiçbir önemi yoktur.

                                                  Bafra’mız bugün bu haldedir.

   Geçmiş yıllar hiçbir gelişmenin olmadığı bilakis gerilemenin olduğu boşa geçen  yıllar olmuştur.

   Bu nedenle gelecekten de bir beklenti yoktur.

                                                  Ama mutlaka olmalıdır.

   Bu beklentiler bizim elimizdedir.Bunu yeni ümitlere çevirmekte bizim elimizdedir.

                                                   Bu nasıl olacak ve yapılacaktır?

   Bunun için Sivil Toplum Örgütlerine (Ticaret  Odası, Ziraat Odası,Esnaf  ve Kefalet Kooperatifi, vb.) gereken önemi vermek zorundayız. Bu şarttır.

   Bafra’mız Türkiye’nin geldiği gelişmişlik noktasından çok gride ve uzağında kalmıştır.

   Belki bazı gayretler ve arayışlar vardır.

   Fakat toplumla bütünleşme gerçekleşmemektedir.Ne meslek kollarında bir dayanışma ve girişim arayışları ne de tarımdaki sorunlar olan üretimi artırma, yeni ürün arama, tarımsal sanayinin gelişmesi için OSM’ de ile neler yapılabileceği, yine esnafın imalata yönlendirilmesi  ve bunun için bir model aranması çalışmalarının yapıldığı toplumda duyulmamakta ve topluma yansımaktadır.

    Bu çalışmalarda, çağdaş bilgi ve metotlardan yararlanmamız için üniversite mezunu çocuklarımızın bu konulara dahil edilmesi gereklidir.

   Üniversite mezunu çocuklarımız boş gezmesini seyretmektense dernek, oda ve  STK’ larda bu çocuklarımızın çalışmalar yapmasını, bilgilerini yenilemelerini ve kendi bilgi ve gayretleriyle birleştirme tecrübesi yapmalarını sağlamak zorundayız. En büyük servetimiz eğitimleriyle  kazandıkları bilgi ve becerilerini kullanmayı da öğrenmiş olan bu çocuklarımızın Bafra’mızın sorunlarıyla tanışarak üretecekleri çözümler ve  çareler üzerine kuracağımız geleceğimiz olacaktır.

  Yoksa şehrin girişindeki nüfus tabelasında olduğu gibi 88.300’den 82.800’lere doğru azalmayı, yaşantımızda kaybettiklerimize dönüşen yılların gelmesi bizim için bir yenilik ve ümit olmayacaktır.

   Bu vesile ile yeni yılınız kutlu olsun!

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500