Ayvacık: ( 1956 )yılında ; o zamanlar bir bucak ( nahiye ) olan ve şimdi hâlen Samsun'un küçük fakat çok sevimli ve saklı cennet diye anılan yeşil zümrüt Aycvacık'ta dünyaya geldim.
Bu şirin ve güzel ilçede çok faza kalmadık, zira Tokat doğumlu babam H. İbrahim Zerrin'in; Bafra Tapu Kadastro ve Bafra Adliyesi Zabıt Kâtibi olarak görev yapması ve Bafra'ya atanmasıyla, bu güzel ilçede askerlik ( Kırkağaç 4 ay kısa dönem )ve 3 yıl da yüksek tahsilim için Zonguldak Kdz. Ereğli'de kalışımın haricinde ) tam 60 yıl Bafra'da yaşadım.
1985 yılında evlendim eşim Aysel Akyüz Zerrin ile. Taner, Hacettepe Üniversitesi mezunu ve bu okulda 5 yıl Fizik Mühendsi Araştırma Görevlisi olarak çalışırken, girdiği yurt dışı sınavlarını da kazanarak; Amerika Kaliforniya Riverside Üniversitesi'ni kazanıp bu okulu da başarıyla bitirip yine Araştırma Görevlisi olarak çalıştı.
1986 doğumlu oğlumuz Taner; bu okuldaki doktorasını da başarıyla tamamlayıp; Dr. unvan aldı ancak görevine akademisyen olarak değil, Amerika San Fransisko'da özel bir işe girerek hâlen bu görevine devam ediyor.
Kızımız Çiğdem ise; 1 yüksek, 2 de fakülte mezunu olarak, Samsun Az Medya'da görev yapıyor. Kızımız Çiğdem'in kiralık evinde tam 5 yıl kadar Atakum Türkiş'te ikamet ettik. Allah'a şükürler olsun ki; 24 Mart 2022 Perşembe günü, Samsun Atakent'ten bir ev satın alıp şu anda 30 Mart 2022 Çarşamba günü, Atakent'e yerleştik. Bafra; bizim gözbebeğimiz. Bu güzel ilçeden ayrılma sebebimiz ise; kızımızın Samsunlu bir iş insanı ile nişanlanması idi. Kısmetse 24 Haziran'da Samsun'da düğünü, birkaç gün önce de Bafra'da kınası var.
Haliyle; anne ve baba yüreği, kızımızı yalnız bırakmak istemedik ve az önce de sözünü ettiğim Atakent'ten bir ev alıp artık Samsun'a yerleştik. Her şeyin hayırlısı diyelim. Kaderde ne varsa o gerçekleşir.
Bafra'dan Samsun Atakent'e yerleşmemiz, Bafra'yı sevmiyoruz, istemiyoruz anlamı taşımaz. Beni ve ailemizi ben ve biz yapan yegâne şehirdir Bafra. Hayatı, keder ve neşeleri bizlere öğreten ve bizimle paylaşan ilçedir Bafra. Çocukluğumun, gençliğimin altın çağıdır Bafra.
26 yıllık öğretmenliğimin mihenk taşıdır Bafra. Annemin ve babamın, kayınvalide, kayınpeder, kayınçım ve birçok akraba ve tanışımızın mezarlarının olduğu yerdir Bafra.
Bana sayısız beste ve ödüller kazandıran, devamlı şiire teşvik edip, ilham kaynağımdır Bafra. Bugün; eğer 25 kadar TRT TSM Repertuvarı'nda eserim, çok sayıda ödülüm, plaketlerim ve teşekkür belgelerim varsa çoğunda Bafra imzası vardır. Tabi ki; bu başarılarıma, artık Samsun Atakenent'te kaldığım yerden devam edeceğim inşallah.
Zaten; her ne kadar aralarında bazılarınca soğukluk, çekememezlik var dense de Bafra ile Samsun her zaman dost ve kardeş şehirler olarak kalacaktır ki, aksini düşünmek ve bu 2 güzide şehri birbirine düşürmek bizlere bir şey kazandırmadığı gibi aksine hayatımızdan çok şeyler kaybettirecektir!
O nedenle; daima bu hassas konuda ve her konuda birlik ve beraberlik, güzel bir dik duruş ve yapıcı bir yol izlemek durumundayız. Yoksa bu işten en çok zarar gören de biz oluruz. Sanatta, kültürde, musikide, güzel sanatlarda, ekonomi, tarım ve ticarette, sosyal politikalarda, güncel yaşantımızda her daim örnek bir tutum sergilemek durumundayız, aksi takdirde yok olup gideriz!
Alaçam'dan söz etmiştim, merhume annemizin memleketi olup dedemin mezarı oradadır. Merhum babamız sağ iken; 6 ay Alaçam'da kalmıştık ve hatta yine 6 ay bu şirin ilçedeki Alaçam Ortaokulunda okumuştum.
Aslında çok şeyler var daha yazacak fakat ne zamanımız ne de sayfalarımızın hacmi fazla müsait değil. Son olarak; aceleye geldiği için Bafra'daki dost ve arkadaşlarla, basın mensubu dostlarla ve sevgili siz değerli Bafralı hemşehrilerimizle pek vedalaşma imkânı bulamadım.
Bu vesileyle; hepinize çok teşekkür ederim. Lütfen haklarınızı helal edin. Ne de olsa ekmeğinizi yedik, suyunuzu içtik, birlikte birçok anıya İmza attık.
Hoşça kalın arkadaşlar, sizleri ve Bafra'mızı çok seviyoruz.
Saygılarımla.
Oktay ZERRİN
