Prof. Dr. Türk:
“Atatürk Hava Limanı’nı yıkıp millet bahçesi yapmanın bedeli, Devlet zararı olarak hesaba geçmektedir. Bu tür icraatla gerçek bir kazanç ortaya çıkmıyor. Çünkü uğranılan zarar, elde edilen kazancı götürecek büyüklüktedir. Devlete zarar verenler, bunun hesabını er veya geç vereceklerdir. 14 Mayıs 2023 milletvekili genel seçimlerinde Meclis’teki çoğunluk değiştiği takdirde bu konularda soruşturma komisyonlarının kurulması, beklenen gelişmeler arasın-dadır.”
İstanbul’da Atatürk Hava Limanı Millet Bahçesi’nin açılışa hazırlanması dolayısıyla eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamasına göre ‘dünyanın 5’inci, Türkiye’nin en büyük şehir parkı özelliği taşıyan Atatürk Hava Limanı Millet Bahçesi’ Nisan ayında açılacak. İstanbul’un böyle bir millet bahçesine kavuşması sevindirici bir haber. İstanbul gibi diğer şehirlerimizde de insanlara temiz hava soluma olanağı sağlayacak parklara büyük gereksinme var. Belediye Kanunu uyarınca ‘ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar’ yapmak, belediyelerin başta gelen görevleri arasındadır. Atatürk Hava Limanı Millet Bahçesi ise, doğrudan Devlet tarafından yaptırılıyor.
Fakat konunun başka bir yönü var: 1933’ten beri kullanılan, zamanla genişletilen ve yakın zamanlara kadar 11.776.961 metrekarelik bir alan üzerinde hizmet veren, 1985’ten beri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün adıyla anılan, uluslararası hava taşımacılığında beş kıta ile bağlantılı bir terminal olarak bu adla tanınan Atatürk Hava Limanı’nı yıkıp, onun yerine İstanbul’un çeşitli semtlerinde şehir içinde yapılması gereken parklardan birini veya daha büyüğünü burada millet bahçesi olarak yapmanın mantıklı bir açıklaması yoktur. Dünyanın başka hiçbir yerinde de böyle bir uygulama örneğine rastlanamaz.
Üstelik bu uygulama, 12 Haziran 2011 günü yapılan 24. dönem milletvekili genel seçiminden sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 Temmuz 2011 günü TBMM’ne sunulan 61. Hükümet Programı’nda yapılacak işler arasında yer verilen ‘İstanbul’a 3’üncü bir hava limanı … kazandıracağız.” vaadiyle çelişmektedir. Bu arada henüz özel bir ad verilmeyen, o nedenle ‘İstanbul Hava Limanı’ olarak anılan yeni hava limanı yapılmasına karşılık; Atatürk Hava Limanı’nın park yapılmak üzere yıkılması, İstanbul’un Anadolu yakasındaki Sabiha Gökçen Hava Limanı ile birlikte iki hava limanıyla kaldığını göstermektedir. O nedenle İstanbul’un üçüncü hava limanı gereksinmesi devam etmektedir.
AKP iktidarının 20 yıllık icraatı, –önemli bir bölümü kendilerinden önce başlanmış ya da plânlanmış yol, köprü, liman gibi bayındırlık işleri dışında– yeni bir inşaat yapmak veya kuruluş açmak için önceki dönemde yapılmış olan eskisini yıkmak veya kapatmak, ya da yerine hiçbir şey inşa etmeksizin tümüyle yıkmak veya kapatmak biçiminde gerçekleşmiştir. Yıkılan veya kapatılanlar arasında 100 yıllık Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün adını taşıyanlar, ya da o dönemle çağrışım yapanlar özel bir yer tutmaktadır.
Atatürk Hava Limanı’nı yıkıp millet bahçesi yapmanın bedeli, Devlet zararı olarak hesaba geçmektedir. Bu tür icraatla gerçek bir kazanç ortaya çıkmıyor. Çünkü uğranılan zarar, elde edilen kazancı götürecek büyüklüktedir. Devlete zarar verenler, bunun hesabını er veya geç vereceklerdir. 14 Mayıs 2023 milletvekili genel seçimlerinde Meclis’teki çoğunluk değiştiği takdirde bu konularda soruşturma komisyonlarının kurulması, beklenen gelişmeler arasındadır.”