Yizigöl!lü Sofia ve Tolika
Gonca Vural

Yizigöl!lü Sofia ve Tolika

Yizigöl!lü Sofia ve Tolika

İyisiyle kötüsüyle bir seneyi daha geride bıraktık. Her yeni gelen senenin hem ülkemiz hem insanlarımız için, huzurlu, bereketli, barış dolu günler getirmesini diler dururuz. Bu temenniler kimilerine göre gerçekleşir, kimilerine göre gerçekleşmez. Kimilerine göre bir lokma bir hırka mutluluğun adı. Her şeye sahip olanlarda mutluluğun ne olduğunu unutmuş.

               Yenidünya düzenine ayak uyduracağız diye bir koşuşturmadır gidiyor. Küçük heyecanları, mutlulukları, ayrıntıları göremez olduk. Zaman belli bir yaştan sonra daha hızla akıyor ve  birde bakıyoruz yaşlanmışız, çocuklar büyümüş, hastalıklar artmış, yakınlarımızı, arkadaşlarımızı kaybetmişiz, geriye dönüş yok maalesef. Başlıyoruz eski, arkadaşları, eşi dostu, hatta kökenlerimizi araştırmaya.

            Bu senenin son yazısını( hemen hemen bir buçuk sene olmuş bende tarihine yeni baktım ne çabuk geçmiş zaman) Tolika ve Yunanistan’a göçen diğer mübadil dostlarla bitireceğim.

            Yizigöl’ lü Tolmanın Dimitri, kızı Kirya Sofia ve Tolika hatırlayacaksınız. Sofia Yunanistana göç ederken Tolika burada kalmıştı, daha doğrusu birbirlerini kaybetmişlerdi.

            Bende iki kardeşi buluşturmaya insanlık, komşuluk adına söz verdim Sofia’ ya mektup yazdım. Sofia, maalesef vefat etmiş. Yıllarca süren kardeş hasretini de birlikte götürmüş.

            Ömrü yetmedi ne Sofia’nın ne de Tolika’nın kavuşmalarına çünkü Tolika’da vefat etmiş. Evet, Tolika’ da Bafra’da vefat etmiş. Onları kavuşturmak kısmet olmadı, belki benden önce Tolika’nın kim olduğunu bilenler vardı ama insanlarda bir korku var yine de fısıldaşma şeklinde konuşmalar anlamını veremediğim ürkeklik.

            Hala yıllar evvelki mübadele döneminde kalmışlar, gerek gidenler, gerek gelenler ve burada kalanlar.

            Neyse konumuza döneyim Sofia’ nın kızı mektubuma cevap verdi, Eleni, 60 yaşında. Kardeşleri var, torunları var ve hepsi heyecanlanmış böyle bir mektup aldıklarında. Annem göremedi ve hasret gitti hem kardeşine, hem memleketine, ama ben gelmek istiyorum ve akrabalarımı görmek istiyorum,  çekiniyoruz dedi. Neden dememe bile gerek yok biliyorum çünkü eskilerde kalmışlar ve bizim burada da eskilerde kalanlar var.

            Tabiî ki buyur ettim daha biz doğmadan, bizler yokken dedelerinin yaşadığı yerleri görmesi, havasını teneffüs etmesi, ziyaret etmeleri en tabi hakları.

               Yıllar önce olduğu gibi emperyalist güçler, aramıza nifak tohumu saçarak, aynı toprağın çocukları olan komşularımızla aramızı açamayacaklar.

            Yıllarca nasıl dostluk kardeşlik içinde Bafra da huzur içinde yaşamışlarsa öylede gelip ziyaret edecekler tabiî ki, öğretilmiş ırkçılık tohumlarını içimize sokamayacaklar.

             Öğretilmiş ırkçılık derken, tanımadığımız insanlara karşı nasıl kin nefret duyarız, önyargıyla, bilgisizce birilerinin peşine düşerek tabiki sorgulamadan.

            Bu yaz Bafra’ya gezmeye gelen, dedeleri Has Bafralı olan komşularımızla, köylerini ziyaret ederken damarlarımdan attım öğretilmiş ırkçılığı, onlar dedelerinin, babalarının toprağında gözyaşı dökerken utandım kendimden ve önyargıyla birilerinin kulağımıza soktuğu ırkçılığı sildim attım damarlarımdan. Allah insanın, önyargıyla yaklaştığı, hatta asla ben yapmam dediği şeyi yaşatmadan almazmış canını. İnanırım eski sözlere ve yaşayarak öğreniyorum, önyargılarım kırılıyor.

             Mal sahibi mülk sahibi hani nerde bunun ilk sahibi’, bu misal kimse yanında bir şey götürmüyor giderken, arta kalan dostluk, arkadaşlık, insanlık, kubbede kalan hoş bir seda

            Bırakabilene ne mutlu gerisi boş.

            Yeni yılımız mutlu barış dolu olur inşallah.

                                                     Sevgiyle kalın

DİĞER YAZILAR