VURAL DİLMAÇ’A MEKTUP
Metin Bostancıoğlu

VURAL DİLMAÇ’A MEKTUP

Vural Ağabey;

Bu Cumhuriyet Bayramında da Gazipaşa Mahallesi’ndeki coşkulu kutlamalara katılmak için Bafra'da idik. Ankara, İstanbul, İzmir ve Samsun'dan gelen hemşerilerimizle birlikte olduk. Akşam Öğretmenevinde Kaymakamlığın düzenlediği alkolsüz kokteyle katılıp, gece Gazipaşa Mahallesi’nde düzenlenen şenlik için toplandık.
          Önce Cumhuriyet ve Atatürk dolu nutuklar dinledik.
          Davul zurna ile coştuk. Horon teptik. Kabadayı oynadık.
          Bafra Musiki Derneği müzisyenleri eşliğinde şarkılar söyledik.
          Koca İtfaiye Meydanı’nın üstü çadır bezleri ile kapatılmış olduğundan, gece boyunca yağan yağmur Cumhuriyet, Atatürk ve bayram coşkumuzu engelleyemedi.
          Başkatip Sami Bey’in evi ile Hakkı Yıldız'ın evinin arasında tek katlı bir işyerinde, evlerde hazırlanarak gelen yemeklerden tattık.
          Herkes birbirini özlemiş olacak ki, konuşmalar hep "nasılsın -napisin" havasında geçti.
          Sevgili Hasan Kılıç'ın misafiri olarak Bafra'ya gelen Gazeteci Yalçın Bayer'in Hürriyet Gazetesindeki 31 Ekim 2009 tarihli köşesinde de uzun uzun anlattığı gibi bir Cumhuriyet Bayramı daha yaşadık.
           İstanbul'dan gelen Vakıf Başkanımız Bülent Aslan, Dernek Başkanımız Hasan İçten hem şahısları hem de vakfı ve derneği temsilen katıldıklarını söylese de kalbim ve gözlerim seni ve diğer arkadaşlarımızı aradı.
          Sağlığını sordum. İyi dediler, sevindim.
          Gelseydin iyi olurdu. Ama gelmemekle de belki daha iyi yaptın.
          Gelseydin Bafra'nın Cumhuriyet Balolarını anlatacaktın bize… Kadınlı erkekli insanların ne güzel giyindiklerinden söz edecektin. Bu günlerle karşılaştırıp, üzülecektin.
          Belki de, gecenin ilerleyen saatlerinde çiseleyen yağmura rağmen, Şube'ye kadar yürürken, çarpıklaşan şehirleşmeye bakıp, içini çekecek, yıkılıp yerlerine apartmanlar yapılan eski evleri tek tek sayacaktın.
           Esnafla, köylü ve emekli işçiler  ile konuştuğunu , ne kadar sıkıntı içinde olduklarını anlattıklarını aktaracaktın.
           Hiç kimsenin sözünü bile etmediği eğitim, kültür ve  sanatta, çok sayıda büyük şehirden çok önde olan Bafra'nın bu günkü durumunu sorgulayacak, üzülecektin.
           "Bafra güzel, Bafralılar çalışkandır" diyen İsmet İnönü'ye "Kalk paşam kalk , bir de bu günü gör" demeyecektin belki, O'nu da üzmemek için…
            Gelseydin belki de, "bir araya gelmişken, Bafra'nın eğitim, kültür, sanat, tarım, hayvancılık, genel olarak ekonomi, sanayi, şehircilik konularında zenginleşmesi, gelişmesi, geçmişini yakalayıp, geçmişini geçmesi için bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu ?" diye soracaktın, ortalığı sessizlik kaplayacak, benim cevabım, haklısın, bir araya gelip bunları konuşmalıyız olacaktı.
           Biz Bafra'yı bizden öncekilerden nasıl devraldık, gelecek nesillere nasıl devredeceğiz?
           Yemek,  içmek, oynamak, nutuk atmak iyi de Bafra için konuşmak, konferans, açık oturum ve panellerle ve de uygulamalarla Bafra'nın geleceğe ışık tutmak da olmalı değil mi ? 
          Bu hislerle ayrıldım Bafra'dan.
          Adam sende diyemediğim için bu mektubu yazdım sana.
          Bayramın  kutlu olsun, hoşça kal, sağlıklı kal.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500