Sabır ve zaman, şiddet ve öfkenin yapabileceğinden çok daha fazla iş başarır.
Haziran 2017 Bafra Haber Gazetesi köşe yazımda, “Geleceğin güvencesi bugünün çocukları olan gençler olacaktır, bu çocuklara hayranım, bu çocuklardan hem umutluyum hem gururluyum, çünkü bu çocuklar bizlerden çok zekiler, akıllarını çalıştırıyorlar. Geleceğin cahil olmayan ve kolay kandırılamayacak çocukları yetişiyor artık. Bu çocukları 20 yıl sonra ne siyasiler ne de din adamları kandırabilecek. Bugün nasıl dünden farklı ise geleceğinde bugünden bu çocuklarla çok çok farklı olacağını” söylemiştim.
Okurlarım bu yazımla ilgili çok haklısınız fakat biz 20 yıl sonrayı göremeyeceğiz serzenişinde bulundular. Tabii ki haklı oldukları taraflar var fakat insanlık tarihinde nice bilim adamları icatlarının zevkini alamadan ölmüşler fakat insanlık onların hizmetlerinden asırlarca faydalanmıştır. Bunu ülkemize yansıtırsak bu ülke için yoksulluk içinde aç susuz ne şehitler vermişiz. Onlar bu günleri göremeden ölmüşler. Bu vatanı bize kazandıran başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bu uğurda fedakârlık gösteren Türk halkını minnet ve şükranla anıyoruz. Onun içindir ki Atatürk gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye etmiştir.
Bugün her ne kadar olumsuzluklar yaşıyorsak ta her anne baba çocuğunun, torununun en iyi şekilde yetişmesi için yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyor. Bu gelecek için bize umut, ışık oluyor. Onun içindir ki mutluluğu üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur. Onun için diyorum ki sabır, bütün olumluluk ve olumsuzluklarda bıkmadan usanmadan, yorulmadan kendini korkulardan kurtararak dayanmaktır. Aklı ve bilimi ön planda tutup kendi başarısızlığımızın, beceriksizliğimizin, fukaralığımızın çilesini gelecek kuşaklara bırakmamalıyız. Sabır asla tembellik değildir. Başarısızlığın kaynağı da değildir. Hele geri kalmışlığın, üretmemenin sebebi de sabır değildir. Bugün dünyada gelişmiş ülkeler bir günde refah ve müreffeh içinde olmamışlardır. En az yüzyıl sabırla bilimin aklın ışığında çalışarak refah ve varlıklı toplum olmuşlardır. Mutluluğu üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur.
Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği 3 şey vardır:
1. Nedensiz yere mutlu olmak.
2. Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak.
3. Elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak (Paulo COELHO)
Yine düşünür Carlos Castaneda derki :
“Hep aynı açıdan bakarsan, hep aynı şeyleri düşünürsün, hep aynı şeyleri düşünürken, hep aynı şeyleri yaparsın. Hep aynı şeyleri yaparsan hep aynı sonuçları elde edersin. Hep aynı sonuçları elde edersen, hep ya mutlu ya da mutsuz olursun.”
Yazımı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklar için söylediği bir sözle bitiriyorum:
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bu günün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”
Bu duygu ve düşünceler içerisinde 30 Ağustos Zafer Bayramı’nızı ve Kurban Bayramı’nızı en içten duygularımla kutlarım.