"İstiklâl Savaşı’nı kazandık. Daha büyük savaş cehaletle savaştır".
Bugün Türk milletinin bir ferdi olarak Atatürk'ten bizlere ve sonsuza miras kalan Cumhuriyet, fazilettir. Cumhuriyet insana çağdaşlığı ve uygarlığı sunar. Cumhuriyet Ata’mızın önderliğinde binlerce şehit ve gazinin canı ve kanı ile hayata geçirilmiştir. Bizi ayakta tutan sosyal, demokratik, laik, hukuk devleti ve tek bayrak altında yaşama özgürlüğümüzün iç ve dış düşmanlar tarafından sarsılmasına, yıkılmasına asla izin vermeyeceğiz.
29 Ekim 1925 yılından bugüne kadar millî bayram olarak coşkuyla kutlanmaktadır. Böyle büyük günler; toparlanma, kendine gelme günüdür. Bu yıl da Cumhuriyet'imizin 98.yılını Cumhuriyet düşmanlarına inat, Cumhuriyet yıkıcılarına inat coşkuyla kutlayacağız. Dünyada cumhuriyete ve demokrasiye geçen ülkeler; cumhuriyeti ve demokrasiyi, halklarıyla yüzyıl savaşları vererek kazanmışlardır. Bizde ise bunlar, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra onların bize armağan ettiği değerlerdir. Atatürk "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz bu Cumhuriyet’tir, doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin." dedi.
Atatürk'ün hedefi, laik ilkelere dayalı, çağdaş bir toplum kurmaktı. Temel hedef dünya milletleri içinde saygı duyulan, uygar ve çağdaş bir toplumu yaratmaktır. Ayrıca din kisvesi altında cahillerin elindeki medrese, tekke ve zaviyeleri kapatmış yerine bilime dayalı okullar açmış, öğretmenler yetiştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk,"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." vecizesi ile bilime verdiği değeri vurgulamış ve eğitim-öğretime Batı tipi yön vermiştir. Ayrıca din etkisi altındaki şer-i mahkemeler ve dini hukuk kaldırılmış ve İsviçre Medeni Kanunu esas alınarak yeni Medeni Kanun çıkarılmıştır. Bu devamlı gelişmeler Türkiye'ye dinamizm getirmiş, ekonomik ve sosyal hayat canlanmıştır. Sürekli bir kalkınma için bir taraftan özel teşebbüs teşvik ve desteklenirken diğer taraftan halkın gücü dışına çıkan yatırımlar ve üretim veya işletmeler devlet tarafından "karayolları, demiryolları, silah ve cephane, tekstil, çimento, şeker fabrikaları" kurup ekonomik kalkınma sağlanmıştır.
Atatürk'ün iç siyasetinin yanında dış siyasetinde de ana düşüncesi komşu ülkelerle ve diğer yabancı ülkelerle ilişkilerde sulh içerisinde beraber yaşamaktır. Bu nedenle dış ilişkilerde "Yurtta sulh, cihanda sulh"onun parolası olmuş, Ruslarla ve komşu Arap ülkeleriyle dostluk antlaşmaları yapılmış. Atatürk, Balkan ülkeleri arasında bir paktın kurulması öncülüğünde bulunmuş ve bölge ülkeleri arasında 1934 yılında bir antlaşma olmuştur.(Balkan Paktı) Ayrıca İran’la, Afganistan’la ve Irak’la ilişkiler çok iyi düzeye getirilmiş(Sadabat Paktı) kurulmuş. Atatürk, her şeyden önce bir realistti ve dünya olaylarını da o açıdan görüyordu. Dünyadaki ülkelerin refahlarını birbirine dayalı olarak kabul ediyordu. Bunu şöyle ifade etmişti."Tüm insanlığı, tek bir insan vücudu ve her ülkeyi de o gövdeyi meydana getiren uzuvlar gibi düşünmeliyiz. Dünyanın herhangi bir yerinde bir hastalık olursa, bundan bana ne dememeliyiz. Eğer böyle bir hastalık olursa bu bize olmuş kadar ilgilenmeliyiz."Sanki bu günleri yaşamış gibi… Ülkemiz ve dünya ülkelerinde covid-19 salgını ve pandemi tüm dünya ülkelerinde insanları canlarından etti. Üretilen aşıları, parası olan ülkeler ilk önce kendi insanlarına yapmak için stok ettiler. Parası olmayan ülkeler aşılara ya zamanında ulaşamadı ya hiç ulaşamadı.
Milyonlarca insan hastalığa, ölüme terk edildi.İnsanlık Atatürk'ü iyi anlasaydı bu hastalık 2 yılı aşkın sürmezdi.
Atatürk'ün yaratmak istediği ve bunca büyük ölçüde muvaffak olduğu yeni ve modern Türkiye için neler düşündüğünü ve öngördüğünü milletine hedef olarak gösterdiği bu ana düşünceler "Atatürk ilkeleridir."
Bu Cumhuriyet'in temeli Atatürk reformları kısaca "Atatürk inkılâplarıdır."Atatürk inkılâbı da, yönünü Atatürk'ün ilkelerinden almaktadır. Vatanına hizmet için kendisine daima uzun vadeli hedefler seçmiş, seçtiği hedefler hiçbir zaman hayali arzular olmamıştır. O, her şeyin üstünde, hürriyet aşığı ve bağımsız bir insandı. Vatanını çok seven, onu yüceltmek isteyen gerçek bir vatanseverdi.
“En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Gerçek kurtuluşu istiyorsak, her şeyden evvel bütün gücümüzle bu cehaleti ortadan kaldırmaya mecburuz.
Gençler, kim ne derse desin Türkiye'nin geleceğisiniz. Bugünler gelip geçicidir. Sizler çok şanslısınız. Bugünün teknolojik gelişmesinde bilgiye ulaşmanız bir dokunuşla mümkün. Sizi kimse kandıramayacak. Sizler bilgi toplumunun insanı olup cehaleti yenmiş bir nesil olarak üretken düşünce, problem çözme ve karar verme yeteneğine, zeki düşünceye sahip olacaksınız. Bu da zaman alacak.Dünyada en zor yetişen canlı, insandır.İnsanın gelişmesi için zamana ihtiyaç vardır.Bir meyveyi,bir sebzeyi herhangi bir canlıyı birkaç sene içerisinde yetiştirebilirsiniz fakat insanı, en az 10-20 yılda yetiştirebilirsiniz.Bu yılları çok görmeyin.Dünyanın var oluşundan bu yana milyar yıllar olduysa sizin 10-20 yılınız hiçbir şey değil.Bugünkü teknoloji ile gelecekte Türkiye Cumhuriyet'ini en iyi genç nüfusla uygar,çağdaş ülkeler arasında Türkiye'yi hak ettiği yere taşıyacağınızdan hiç şüphem yok. Yeter ki Atatürk ilke ve inkılâplarından sapmayın. Bu hedef sizi istediğiniz yerlere ulaştıracaktır.
Bu duygular içerisinde Cumhuriyet'imizin ilanının 98.yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Cumhuriyet Bayram'ınızı en içten dileklerimle kutluyorum.