Konya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin iki yıl önce ölen Kadir Mısıroğlu’nun adını şehirdeki bir cadde veya sokağa verme kararı alması üzerine eski Devlet, Millî Savunma Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, yazılı bir açıklama yaptı:
“En önemli yerel yönetim birimi olan belediye, 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda ‘ belde sakinlerinin ortak nitelikteki gereksinmelerini karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzelkişisi’ olarak tanımlamıştır (m. 3/a). Karar organı belediye meclisidir (m. 17). Belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında ‘Meydan, cadde, park, tesis ve benzerlerine ad vermek’ de vardır (m. 18/n).
Konya, çeşitli dönemlerden geçen zengin bir tarihe sahip, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun başkenti olmuş, bugün de 31 ilçeyi içine alan 38.873 kilometre karelik yüzölçümüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük, 2021 rakamlarına göre 2.250.000 nüfusuyla en kalabalık yedinci şehridir. Şüphesiz Konya Büyükşehir Belediye Meclisi, yeni açılan cadde ve sokaklara ad verebilir; var olan cadde ve sokakların adlarını değiştirebilir. Bunu yaparken insan adı da kullanabilir. Konya, yalnız Mevlâna, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca ile ünlü değildir. Cumhuriyet öncesinde ve Cumhuriyet döneminde Konya’da yetişmiş veya Konya’da görev yapmış birçok devlet adamı, bilim insanı, komutan, sanatçı, yazar, şair, sporcu vardır. Bu insanların sadece adlarını liste hâlinde sıralamak için bir kitap yetmeyebilir. Onlar arasından Konya ile bağlantılı veya Türkiye genelinde saygın bir isim seçilebilir.
Ama cadde veya sokak adı olarak Kadir Mısıroğlu gibi bir isim seçildiği zaman iş değişir. Çünkü Atatürk düşmanlığı ile tanınmış, şapka devrimine karşı çıktığını göstermek için son zamanlarında fesle dolaşmayı marifet sayan bu kişi, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi için ‘Keşke Yunanlı kazansaydı da, lâiklik gelmeseydi’ diyecek kadar kendisini kaybetmiş, tarihçiliği sözde kalan, adının Konya gibi güzel bir şehrimizde bir cadde veya sokağa verilmek suretiyle onurlandırılmaya asla lâyık olmayan bir kişiydi. Konya Büyükşehir Belediye Meclisi bu kararı verirken onun kim olduğunu bilmiyor muydu? En kısa zamanda yanlış karardan dönülmesi, Türk Milletinin beklentisidir. Aksi takdirde verilen karar, onun Atatürk ve lâik Cumhuriyet karşıtı sapkın görüşlerinin paylaşılması anlamına gelecektir.”