ÖZET : ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ VE TARIMDA KOOPERATİFCİLİK
Metin Bostancıoğlu

ÖZET : ÇAĞDAŞLAŞMA MÜCADELEMİZ VE TARIMDA KOOPERATİFCİLİK

19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve spor bayramınız kutlu olsun.

Milli bir Bayram olarak kutladığımız bu gün , 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkan Mustafa Kemal’in  sadece kurtuluş savaşımıza giden yolunun başlangıcı  değildir.

Bu yol aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve çağdaşlaşma  yoludur. 

Bu yolda Mustafa Kemal’in önderliğinde , bütün dünyaya örnek olan bir destan yazılmıştır.

      Bir ülkenin, bir milletin çağdaş olup olmadığı, yaşadığı zamanın uygarlık düzeyinde olup olmadığı ile ölçülür.

Özgür düşünce, eğitim,bilim, kültür,sanat, teknik, ekonomi, ve çağın gerektirdiği yaşam tarzı çağdaş medeniyetin müşterekleridir.

 Çağdaşlığı böyle tanımlayıp, tarihe bir bakacak olursak :

Kurtuluş savaşımızdan önceki zaman diliminde Osmanlı imparatorluğu askerleri Avrupa’da, Afrika’da, bitmez tükenmez savaşlarla ganimet ve işgal edilecek devletlerden alınacak vergiler peşinde koşarken;  Avrupa Devletleri daha 15 ve 16. Yüzyıldan başlayarak eğitim, kültür, bilim ve sanata çağdaş bir medeniyet yaratmışlardır.

Avrupa’da  Rönesans ile birlikte

*Özgür düşünce ve akla dayalı yeni bir eğitim, üretim ve sanat anlayışı benimsediler

*Matbaanın etkisi ile yeni buluşlar ve düşünceler kolayca yayıldı,

* İncil ve Tevrat çok sayıda basıldı, milli dillere çevrildi. Avrupalılar bu kutsal kitaplarını aracısız, kendi dilleri ile okumaya başladılar ve öğrendiler.  Kutsal kitaplarında  yazılanlarla, din adamlarının söylem ve uygulamalarının ayırtına vardılar. Yaşam ve devlet işlerine müdahele eden kiliseye tepki duymaya başlardılar ve bu tepki sonucunda

* Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı, Okullar Kilise'den alınarak  laik eğitim sistemi kuruldu.

* Yeni  bir ortak uygarlık düzeyi oluştu.

Aynı çağda yaşayan Osmanlı Sarayı bu yenilenmeye kayıtsız kalmış ve Osmanlı tebaanın ise bunlardan haberi bile yoktu.

Birinci Dünya Savaşının sonuna gelindiğinde Osmanlı Avrupa, kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki topraklarını kaybetmiş, Sevr Anlaşması ile Ordusu dağıtılmış, Silahları düşmana teslim edilmiş, ülke Yunanlılar, İngilizler, Fransızlar ve  İtalyanlar’ca  paylaşılmış ve işgal edilmiştir.

Halkımız bitkinlik ve yoksulluk içindedir.

 Bütün umutların  tükendiği bu noktada umudunu yitirmeyen bir Mustafa Kemal vardır. Kurtuluşu Anadolu’da ve Türk insanında gören bir Mustafa Kemal .

Mustafa Kemal’e göre Türk kurtuluş savaşı sırf askeri bir savaş değildir. Askeri alanda kazanılacak zafer, milli kurtuluşun ilk şartıdır. Askeri zaferden sonra yapılacak işler bağımsızlık savaşı kadar önemlidir. Bu işlerin başında da eğitim ve ekonomik özgürlük gelmektedir.

Nitekim,  Mustafa Kemal daha kurtuluş savaşı başlamadan ,1921 de  Ankara’da Maarif Kongresini 1923 de İzmir İktisat Kongresini toplayarak Ekonomik Bağımsızlık Savaşını da kazanarak Kurtuluş savaşını taçlandırmak isteyen Mustafa Kemal’in çok önemli birer adımdır.

Tarımda Koopratifcilik

      Burada , üzülerek belirtmeliyim ki, bizim tarih eğitimimiz Savaşlar Tarihi eğitimidir. Bu savaşların, sosyal kültürel ve ekonomik nedenleri ve sonuçları göz ardı edilmiştir.

 Biz Atatürk’ümüzü Asker Atatürk ve Devlet adamı Atatürk olararak örgendik ve öğrettik çocuklarımıza… Oysa ki,  Atatürk’ün bilim ve aklın aydınlığında felsefe, iktisat, sosyal ve kültürel dehası bütün mazlum devletlere örnek olmuştur.

Atatürk’ün eksik anlattığımız yönlerinden biri de Tarımda Kooperatifciliktir.

Bizde kooperatifi ilk kuran Mithat Paşadır sözü yanlıştır. Mithat Paşanın Memleket Sandıkları adı altında kurduğu Sandık 1888 yılında kaldırılarak yerine Ziraat Bankası kurulmuştur. Memleket sandıkları, Menafi sandıkları ve nihayet Ziraat Bankası birer kooperatif değildir.

Türk Kooperatifçiliğinin kurucusu Atatürk’tür.

Bu toplantının kısa süresi içinde söz etmem gerekirse  özetle şunları söylemek istiyorum.

Türkiye gibi büyük sermayelerden yoksun, ulusal ekonomiyi korumaya zorunlu bulunan bir memlekette kooperatiflerin kurulması kesinlikle ulusal bir ihtiyaçtır.” diyen Atatürk türk kooperatifciliğinin kurucudur.

O'na göre "Ziraat Müdür ve memurları ile ziraat ve  ticaret ve sanayi odaları ve tüm öğretmenler kooperatiflerin kurulması hususunda yardım etmek ve bu konuda gerekli bilgilerle donanmakla yükümlüdürler. Bunu yerine getirmeyen memurlar ve öğretmenler görevlerini yapmamış sayılırlar.

Kooperatifçilikte işe “kooperatifcilik eğitimi” ile başmak istediğini görürüz. Önce eğitimi hedeflemesi ve kooperatifciliği herkese öğretmek ve yaygınlaştırmak isteğindendir.

Atatürk kooperatifçilik konusunda yasal düzenlemelere öncülük etmekle kalmamış, biri Tüketim diğeri Tarım amaçlı iki kooperatifi bizzat  kurarak bu kooperatiflerin bir numaralı kurucu ortağı olmuştur.

1925 yılında Ankara’da “Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi”ni kurmuştur.

Bu kooperatifin 1 no.lu ortağı Mustafa Kemal 2 no.lu ortağı İsmet İnönü’dür.

Mustafa Kemal’in kurucusu ve 1 no.lu üyesi olduğu ikinci kooperatif İçel’in Tekir köyünde bölgenin köy halkı ile birlikte kurduğu Tekir Tarım kredi kooperatfi dir.

1936 yılında Tekir Tarım kredi koopeatifinin kuruluş başvuru dilekçesinin altında Kemal Atatürk ve köylü 35 kurucu ortagın imzası vardır.

Bu anlamlı 100. Yılda, bayram coşkusu içinde değiliz Atam. Diğer alanlarda olduğu gibi  istediğin şekilde Tarımda Kooperatifciliği de yaygınlaştırıp geliştiremedik. Bu konuda da mirasına ve eserlerine  sahip çıkamadık.

Ancak, gösterdiğin aydınlaık yoldan, senden ve senin eserlerinden vaz geçmeyeceğiz.

      Biliyoruz, her şey çok güzel olacak.

 

Metin BOSTANCIOĞLU

19 Mayıs 2019 Samsun

DİĞER YAZILAR