KIYAMET NEDEN KOPTU?
Metin Bostancıoğlu

KIYAMET NEDEN KOPTU?

Sık sık tekrar ettiğim gibi, demokrasilerin olmazsa olmazı Yasama, Yürütme ve Yargı’nın bağımsız olmasıdır.

mbostancioglu57@gmail.com

Sık sık tekrar ettiğim gibi, demokrasilerin olmazsa olmazı Yasama, Yürütme ve Yargı’nın bağımsız olmasıdır.

Eğer bir ülkede, bizde olduğu gibi yasama yürütmenin (iktidarın) etkisi altında ise, yürütmenin emri ile kanunlar yapıp, kanunları değiştiriyorsa, aynı zamanda bu yürütme (iktidar) yargıyı da sindirip etkisi altına almak istiyorsa o ülkede Demokrasi’den söz edilemez.

Başbakan meydan meydan dolaşıp, istediği kadar bağırsın demokrasiden söz edilemez.

Bu haliyle demokrasimiz olsa olsa Hitler Demokrasi’si olur.

Son günlerde, yukarıda söylediklerimi doğrulayan bir uygulamayı ibretle izlemekteyiz.

İktidarın Hukuksuzluk ve Yolsuzluklarına, arka bahçelerinden derledikleri savcılar ve yargıçlar da katlanamayıp vicdanlarının sesini dinlemeye başlayınca kıyamet koptu.

Kıyamet neden koptu?

Savcı yolsuzluklar var, araştırılsın, deliller toplansın diyor.

Toplanan deliller arasında ayakkabı kutularında milyonlarca dolar, Bakan çocuklarının evlerinde milyonlarca liralar, kasalar, kasalar. Bir Devlet Bankası Genel Müdür’ünün evinde olmaması gereken kadar (Sanki o bankanın kasası genel müdürünün evi) para, usulsüz devredilmiş kıymetli arsalar ,  usulsüz verilmiş imar izinleri vs. vs.

Kıyameti koparan kim ?

Başbakan bağırıyor: Sen elinden soruşturma yetkisi alınmış bir savcısın, bu açıklamayı yapamazsın, devlete karşı suç işliyorsun, seninle hesaplaşacağız. Bu soruşturmaya başlamadan önce neden kendi bakanına (Adalet Bakanına), neden İlin Valisine (İçişleri Bakanına) , neden Başbakan olarak bana bilgi vermedin ?

Soruşturdukların arasında benim oğlum var, bakanların oğulları var demiyor.

Başbakan susuyor, Bakanlar susuyor…

Ne diyemiyorlar ? Benim oğlumun evinde yapılan aramada o miktarda para bulunmadı.

Ne diyemiyorlar ? Devlet Bankası Genel  Müdür’ünün evinde o kadar paranın ne işi var? Bu iddia gerçek dışı.

Ne diyemiyorlar ? Oğlumun kurduğu vakfa arsa aktarılmamıştır.

Kısacası oğullarıyla, genel müdürleriyle, enişteleriyle dünürleriyle suç üstü yakalandılar.

Oysaki, Cumhuriyet’in ilk yıllarında mecliste 50 kuruşun hesabı sorulup, Bakanlar hesap veriyordu.

Çok iyi biliyorum Ecevit’in bir bakanı oğlunun düğününü yaparken otomobilini sattı.

Yine çok iyi biliyorum , milletvekili olmadan önce kendi geliri ile geçinen bir milletvekili  ve bakan olduktan sonra annesinden-babasından miras kalan tarlaları parsel parsel satmaya başladı.

Oğlunun ticari işletmesini milletvekili olduktan sonra kapatıp uzun zaman, kapanan bu işletmenin borçlarını ödedi.

O dönemin milletvekilleri    “ Dürüst lider, dürüst yönetim, dürüst devlet “sloganı ile yola çıkmışlardı.

Sizi, bu günlerin iç sıkıcı gelişmelerinden uzaklaştırmak için yukarıdaki güzel  örnekleri verdim.

Ümit  ediyorum ki, 2014 ve 2015 yıllarında ülkemiz bu hoş olmayan ortamdan da, sebep olanlarda da  kurtulur.

Yeni yılınızı kutluyor. Sağlık ve huzurlu bir yıl diliyorum.

Biz sağlıklı olur, sağlıklı düşünürsek ülkemiz de sağlıklı bir yönetime kavuşur.

DİĞER YAZILAR