21-22 Nisan tarihlerinde Bafra’da sempozyum yapılacağını, gazetemiz genel yayın Yönetmeni Hasan Davran sempozyumdan 2-3 gün önce telefonla iletti.
Programı nedir diye sorduğumda “Bafra konuşulacak” dedi ve ekledi “gel” . Emir büyük yerden gelince sempozyum sabahı bulabildiğim ilk uçakla Samsun’a, oradan da Bafra’ya ulaştık.
Genç bir grup girişimci Bafra’lının organize ettiği sempozyumu iki gün boyunca izledik. İyi niyetlerinden hiçbir kuşkumuz olmayan bu arkadaşlarımızın 19 Mayıs üniversitesi ile beraber (daha çok üniversitenin) hazırladığı programı izledik. Bafra’nın fiziki, topografik, ekonomik ve tarihi özelliklerini bilimsel bir disiplin içinde dinledik.
Bilgilendik.
Şimdi ne yapacağız?
Bu soruya cevap arayacak bir yapılanmayı sempozyum içerisinde göremedik.
Bafra’nın geleceği nereye doğru olacağı konusunda net bir yanıt ortaya konulamadı. Çünkü bu işlerin pratiğini ortaya koyacak bir tartışma ortamı olmadı. Belki de istenmedi. İstenseydi Panelistler arasına böyle bir ekip yerleştirilebilirdi. Sempozyumun ismi de bana yetersiz geldi. Zira Bafra, Muşta çayının doğusundan Kanlı çay’ın batısına kadar uzanan Kızılırmak deltasından (Vezirköprü’den Durağan’a kadar uzanan) daha fazla bir şeydir. Bu bölgeye (19 Mayıs, Bafra, Alaçam, Yakakent) Bafra bölgesi demek daha doğrudur. Zira bu dört ilçe ve çevresindeki beldelerde yaşayan insanlar, Pazartesi ve Perşembe günlerinden birinde (hafta günleri) mutlaka Bafra merkezine gelirler. Başka yerlerdeki akrabaları ile görüşürler, pazar ve market alışverişlerini yaparlar. Yakın zamanlara kadar Alaçam’ın, 19 Mayıs’ın ya da Bafra Köylüleri’nin Bafra merkezde bir bakkalda ,tuhafiyecide veresiye hesabı olurdu.
Demek istediğim Bafra, Bafra bölgesinin lideridir, motorudur.
Bafra’yı bölge lideri olarak ele almak ve yatırım ve gelecek planlarını bunun üzerine kurmak gerekir. Dört ilçe bir arada ele alınırsa, örneğin her bir ilçede turistik açıdan bir artı varsa birlikte ele alındığında her bir ilçenin 4 +’sı olur. Yine sempozyumun en ilgi çekici konuşmalarından biri Alptekin Ahıshalıoğlu’nun Kızılırmak Projesi idi. Bu projeyi ilk kez 1974’de ortaya attığını ifade eden Alptekin Ağabey’den başka halen CHP ilçe başkanı olan Nihat Oktay Bafra’da DSP Belediye başkan adayı olarak seçimlere katıldığında bu projeyi programına koyduğunu ifade etti.
Bafra’nın ekonomik gelişmesine çok bağlı olan bu proje, Kızılırmak nehrinin köprüye kadar ticari, turistik gemilere yol verecek tarzda derinleştirilmesini ve
köprüye yakın bir yere liman v.s yapılmasını da kapsıyor. Eğer bu proje gerçekleşirse , Bafra bölgesinin ürettiği sebze ve meyvenin kuzey Karadeniz ülkelerindeki (Ukrayna, Rusya, Kırım, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya) pazara ulaşımı kolaylaşacaktır. Bu Projeyle beraber ürün kalitesini artıracak “ekolojik tarım” için Bafralılar kolları sıvamalıdır. Bu ürünlerin üretim, satış depolama ve saklama biçimlerinin çağdaş bir şekle geçebilmesi için çağdaş anlamda kooperatifleşme şarttır. Hayvancılık ,et ve süt ürünlerinin dünya ekonomisine entegre olabilecek bir tarzda ele alınması sonucu Bafra bölgesi hakettiği yere varacaktır.
Ayrıca Bafra bölgesinin turizmdeki yeri kuş turizmi, tarihi, ekolojik ve kültürel yönleriyle ayrı bir sempozyumda ele alınmalı ve yeni hedefler belirlenmelidir.
Şimdi büyük düşünme zamanıdır.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun.