Prof. Dr. Dursun Kırbaş
GATA Haydarpaşa hastanesinde İstanbul’da çalışan Enfeksiyon hastalıkları uzmanlarına konferans vermem istenince daveti kabul ettim. Daveti yapan Doç. Dr. Vedat Turhan’la saat, tarih ve yer konusunda teyidleşirken, Selçuk Lokman salonu ismi aklıma takıldı. Bu isim bana çok tanıdık geldi. Toplantı salonuna girinceye kadar bu isim aklımı kurcaladı. Salon girişinde Doç. Dr. Selçuk Lokman’ın resmini görünce kafamda birden onun A.Ü Tıp Fakültesinde okuduğu benimde İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde okuduğum yıllar gözümde canlandı. O benden bir sınıf büyüktü. Yaz tatilinde bir araya geliyor, okullarımız ve dersler üzerine konuşuyorduk. Fakültelerimiz bitince birbirimizin izini kaybettik. O askeri öğrenciydi. GATA’da genel cerrahi ihtisası yapmış, Genel cerrahi alanında Doçent olmuş 14.07.1995 tarihli milliyet gazetesinde Doç. Dr. Tbp. Alb. Nurettin Selçuk Lokman’ın ölüm ilanı var. İlanın sonunda Bafra’ya defnedileceği yazılmış.
Sevgili arkadaşımın izini konferans vermek için gittiğim salonun kapısında buldum ama çok geç olmuştu. Konferans vermeye başlarken içim burkuldu. İzleyicilerle bu durumu paylaştım. Bu salona ismi verilen Doç. Dr. Tbp. Alb. Nurettin Selçuk Lokman’ın kim olduğunu ve benim için önemini anlattıktan sonra “ruhu şadolsun”diyerek konuşmama başladım.
Evet sevgili dostlar, sevgili meslektaşım, arkadaşım Doç. Dr. Selçuk Lokman’ı bir kere daha anarak, sizlerle paylaşmak istedim. Kederli ailesine tekrar başsağlığı dileyerek tekrar “ruhu şadolsun” diyorum.