KAPI KAPI DOLAŞMAK!
Vural Dilmaç - Damla Damla

KAPI KAPI DOLAŞMAK!

Önceki yıllarda kapı çalınıp açtığınızda karşınızda duran dilenci “Allah rızası için bir dilim ekmek” isterdi.

Ekmeği alıp torbasına koyduğunda başka kapılara yönelirdi. Zamanla bu sistem değişti, ekmek yerine para isteme faslı başladı. Bahane hazırdı. Ya çocuğu hastaydı, yahut da kocası hastanedeydi. Karşı tarafın duygularını istismar edip mutlaka az çok bir şey koparmaktı. Bu sistem de tuttu ve yasak olmasına rağmen halen devam ediyor. Cami kapılarında cemaatten para koparmak isteyen sıra sıra dilencileri görüyoruz.

 

         Seçim zamanları 4-5 yılda değişik bir modern dilencilik sistemiyle karşı karşıyayız. Parti başkanları sık sık konuşmalarında kapı kapı dolaşıp, vatandaşın oyunu isteyeceklerini söylüyorlar. Vatandaşın oyu para ile, hatır ile alınacak bir meta mıdır? Bırakın böylesine konuşmaları düşünülmesi bile çok ayıptır. Vatandaş temel hak ve hürriyetlerine sahip, beğendiği veya güvendiği bir şahsa oy verme hakkına sahiptir. Bu hakka hiçbir şekilde ambargo konulamaz. Konulursa bunun adı demokrasi olmaz. Basit bir örnek verelim. Kapınız çalınıyor, açıyorsunuz, karşınızda üç tane genç. Size başkanlarının selamlarını getirdiklerini ve ülkenin kalkınmasında en iyi hizmeti kendilerinin vereceklerini söylüyorlar ve başkanlarının sizin oyunuzu talep ettiğini ifade ediyorlar. Şimdi sizin o gelen insanların karşıt partisinden olduğunuzu düşünelim. Bu gelen arkadaşlara ne diyeceksiniz? Kovacak mısınız yoksa vaziyeti idare mi edeceksiniz? Bu tür müşkül durumlar herkesin başına gelebilir. Bence kırıcı olmamak için gelenlere “Zahmetleriniz için teşekkür ederim, teklifinizi düşüneceğim.” der ve onları yolcu ederdim. Bu tür parti çalışmaları hem oy verecek olanın hem de oy isteyenleri müşkül durumda bırakıyor. Vatandaş oy vereceği partiyi veya şahsı seçimlerden çok önce belirlemiş ve kafasına yazmıştır. Seçme ve isabetli oy kullanma tecrübesine sahiptir. Laf ile, hatır ve gönül ile hiçbir şekilde oyunu kullanmaz. Oy vatandaş için kutsaldır. Bildiğim bazı ailelerde fertler değişik partilerden de olsa kesinlikle birbirlerini iknaya çalışmazlar. İşte demokratik sistemin birinci kaidesi de aileden başladığının göstergesidir. Bir de bu sistem sokağa yansıyabilse, sen şu partidensin, ben bu partidenim diyerek halk birbirine düşürülmese, dünyada örnek bir toplum teşkil edeceğiz. Ne yazık ki, ufak tefek çıkar hesapları toplum düzenini de bozmaya yetiyor. Yetmiş yıllık bu ayrımcı gelenekten bir kurtulabilsek milletçe rahat bir nefes alacağız.

DİĞER YAZILAR