Hükümet “Kürt Açılımı” adı altında başlatıp, ‘Demokratikleşme Paketi’ne dönüşen Kıbrıs Paketi, Ermeni Paketi, Adalet Reformu Paketi turlarını sürdürürken, halkını unutmuş, ülkede gelir adaletsizliği, fırsat eşitsizliği, yolsuzluk düzeyi, esnafın, işçinin,iş adamının, emeklinin, memurun yüzde 90’ı bankalara borçlanmış... Şehirde bankaya borçlanmamış vatandaş kalmayınca bankalar köylüyü hedef seçmiş, köylünün tarlası, traktörü ipotekli duruma düşürülmüştür.
Cesaretiniz varsa Atatürk devrimleri ile kazanılmış hakların korunması, genişletilmesi ve yaygınlaştırılması, çağdaş eğitimle çağdaş insan ve topluma ulaşılması, evrensel insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin korunması ve geliştirilmesi, aklın ön planda tutulması, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için, Türkiye halkları için demokrasi açılımının ilk önce meclisten başlatılması gerekir. Bunun için de dokunulmazlıkların sınırlandırılması, siyasi partiler ve seçim kanununda değişiklik paketlerini de açın ki o zaman bu millet meclise kendi seçtiği milletvekillerini göndersin. Büyük Millet Meclisinde “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözü gerçekleşsin. O zaman görün demokrasi, demokratik rejim nasıl olur. Halk size göstersin ülkemizde bu sistem devam ettiğince istediğiniz kadar Demokratik Açılım Paketi açın... Abdullahlar, devletler, Baykallar, Tayyipler gider benzerleri gelir, hiç bir şey değişmez. Türk halkı bu kısır döngü içinde adı demokrasi, özü ne olduğu belli olmayan bir sistemde idare edilir. Bugün olduğu gibi bunun bedelini halk çeker, bu millet bu güzelim coğrafyada sefalet içinde yaşamaya mecbur bırakılır. Bu sistemle demokrasi gelişmesi mümkün değildir. Biz 60 yıldır bu çarpık sistemden kurtulamadık, kurtulmamıza da ömrümüz yetmez. Gelecek kuşaklar inşallah bu liderlerden değil, sistemden kurtulur. Kendi milletvekilini, cumhurbaşkanını, belediye başkanını, belediye il genel meclis üyesini, valisini kendi belirler, seçer, çağın en gelişmiş rejimi, demokrasi rejimine sahip olur.
Demokratik özgürlük adı altında ülkemizi ayrışma projeleriyle haritalar piyasada dolaşıyor. Devlet olmanın birinci şartı dildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçe’dir. Bu vatan üzerinde başka bir dili kabul etmek ayrışmayı kabul etmektir. Yeni bir devlet olmanın ilk adımıdır. Bunları görmezlikten gelerek bu sürece alet olmanın yolu yüce divandan geçer, bu böyle biline.