İnsanoğlu sahip olduklarının değerini ancak onları yitirdiğinde fark ediyor. Bir insanın yaşamdan alabileceği en doyurucu tatmin : Kendini, kendine denk gördüğü kimselerle kıyaslayıp ben onlardan daha üstünüm diyebildiğinde duyduğu “haz” dır.
“Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” diyor atasözümüz.
Bir diğer sözde ise “Doğdum, geldim bu yaşa. Güldüm, ağladım, eğlendim, öğrendim, öğrettim senelerce. 87 senede öğrendiğim tek şey: Sevilmek istiyorsan sev; gururlanmak istersen çalış; sevgi bekliyorsan saygı bekle; ezilme, yıkılma asla.” der.
Gençler, bu ülke coğrafi konumuyla, jeopolitik durumuyla, coğrafyası, farklı iklimleriyle dünyanın en güzel ülkesi.
Sizler çok zekisiniz. Bu kadar olumsuz tablo içerisinde sakın ola yaşadıklarınızdan pişman olmayın. Önce kendinizi sevin. Yaşadığınız her şey, hepsi gelip geçici şeyler. Başarılı insanlar kendilerinden birçok şey yitirmiştir. Bunlar, mutlaka manevi şeylerdir. Yaptığınız iyi şeyler size çok daha fazlasıyla gelir.
İnanın gelecekte dünyada insanlar o kadar güzel eğitilecekler ki iyi insanlar kötü insanları kovacak, iyi para kötü parayı kovacak sadece iyi insanlar kalacak.
Dünyada din, hukuk dini olacak tüm insanlık temel yasalara uyacak. En büyük ibadet insanı sevmek, insanı korumak olacak. Paylaşımı adil olarak yapma geleceğin en büyük ibadetlerinden biri… Adil olmak! Bu günkü akillerin yerini adiller alacak.
Gençler, öyle bir dünya sizi bekliyor ki… Gelecekte eğitilmiş, paylaşımı, uzlaşmayı, iletişim kurmayı, yardımlaşmayı bilen, yetenekli insanlar olacak.
Sizlere, “bunlar hayal” diyenler çıkabilir. Siz, onlara aldırmayın, zamanınızı boşa harcamayın. Bu günün iletişim aracı olan sosyal medyadan dünyayı takip ederek tedbirinizi alın, yeteneklerinizi pekiştirin.
Olgunlaşmanın yaşla bir ilgisi yoktur. Ama zannediliyor ki olgun insan yaşlı insandır. Yok böyle bir şey. Eskilerin diliyle insan-ı kâmil olma yani kâmil(olgun) insan olma, insanın kendisine vereceği telkinler sonucu yaşı ne olursa olsun elde edilebilecek harikulade güzelliktir, hasrettir. Kamil insan nankörlük yapmaz. Vefaca güzelliklerin farkındadır. Sadakatsiz de değildir. Sadakat birbirine inanmaktır, güvenmektir. Sadakatle köleliği birbirinden lütfen ayırın. Sadakat karşılıklı güvenle tamamlandığında sadakattir. Sadakat sahibi insan karşısındaki insanın da iyiliğini ister. Demek ki olgunlukla yaşlılığın hiçbir ilgisi yok. “İnsanların karakterleri sevdiği insanların karakterine benzer.”(Mevlana)
İnsanları iyi insan olmaya teşvik edersek hep birlikte iyi insan oluruz. Hep iyi insanların olduğu yerde hiç kimse kimseyle kavga etmez. Düşmanlığın hiç kimseye faydası yoktur.
Abraham Lincoln, “Düşmanlarınızdan kurtulmak istiyorsanız onlarla dost olun.” demiştir.
Olgunlaşmak için yaşlanmayı beklerseniz yaşlanıncaya kadar dünyanın en kötü insanı olursunuz. Bilgiyi birbirinizle paylaşın. Bol bol kitap okuyun.
Gençler, siz öyle bir kitlesiniz ki… Çok zeki, vasıflı, sorgulayıcı nesil geliyor. Teknolojiyi iyi kullanan gençler, gelecek sizinle çok güzel olacak. Demokratik ortamda bu ülkenin hep beraber sahibi olduğumuzda… Hepimiz eşit hisseye sahibiz, yaşa değil zihnimize bakalım.
Gençler, mutsuz insanlardan kaçının. Şansızız diyen insanlarla konuşmayın, uzak durun. Bu gün bedel ödüyorsanız bir gün ödül toplayacağınıza inanın. Ödül toplarken haksızlık, hırsızlık, kayırmacılık yapmışsanız bilin ki bedelini topladığınız ödüllerden çok daha ağır şekilde ödersiniz. Mutsuz, kötümser insanların olduğu yerde kötü bir enerji vardır. Bu ortamlardan hep kaçının.
Mutluluğun, iyimserliğin olduğu yerde tartışılır. Tartışma, itiraz, protesto. Bunlar farklı şeylerdir.
İsyan, şiddet, tahammülsüzlük… Bunlar farklı şeylerdir. Protesto, hak arama eylemidir.
Demokratik ülkelerde hukuk devleti varsa, bağımsız yargı varsa bu özgürlüktür.
İsyan başka bir şeydir. İsyan, kendi hakkını ararken başkalarının hakkına zarar vermektir. Aman bundan kaçının. Hakkınızı aramayı, hiç kimseyi aşağılamadan, kimseyle kavga etmeden, incitmeden, kırmadan, dökmeden canınıza, malınıza zarar vermeden yapmalısınız. Aman birilerini sizin gibi düşünmüyor diye aşağılamayın, onlara şiddet göstermeyin.
Bir dokunuşun, bir gülümsemenin, bir kelimenin, dinleyen bir kulağın, içten söylenmiş güzel bir sözün ya da değer veren en ufak bir davranışın gücünü sakın küçümsemeyin. Bunların hepsinin hayatımızın güzelleşmesinde yeri vardır.
Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir.
Bu vesileyle Kurban Bayramı’nın neşe, barış, esenlik, yardımlaşma içerisinde, sevdiklerinizle birlikte geçmesini dilerim. Hayırlı Bayramlar.