24 Haziran Pazar günü ilk defa uygulanacak millet ittifakı, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, millet ittifakını oluşturan partiler, güçlü parlamenter demokratik, laik hukukun üstünlüğünden ödün vermeyen sistemi amaçlıyorlar.

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, hükümet mecliste değil cumhurbaşkanlığında kurulacak; hükümetin başı da artık başbakan değil cumhurbaşkanı olacak.

    Cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adayları gece gündüz, meydan meydan , ev  ev gezerek ülke için yapacakları projeleri anlatıyor ,halkın refahı için vaatlerde birbirleriyle kıyasıya yarışıyorlar.

     Bu projeleri biz bu güne kadar seçim dönemlerinde çok gördük. Şayet her seçimde vaat ettikleri projeler hayat bulsaydı ülkemizin gelişmişlik düzeyi bugünkü gibi iç-dış milyarlarca dolar borç, işsizlik, yoksulluk, hukuk, eğitim ve gelir adaletsizliğinde ülkeler sıralamasında son sıralarda mı olurdu? Sistem aramaya ne gerek var.

    Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin kuruluş felsefesini cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, devrimcilik olarak belirlemiş, o günün şartlarında kalkınma hamlesini sürdürmüştür. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi demokrasinin ruhuna uygun olarak sadece ekonomik değil; uyguladığı sistemle, insana verilen değerle ilkeler ve kuralların egemen olduğu hukuk ve adil yargı düzeniyle yakından ilgilidir.

    Cumhuriyetçilik fazilettir. Çağdaş ve uygar olmaktır. Gelişmeye, değişmeye açık olmaktır. İlmin yol göstericiliği, akılcılık, tam bağımsızlık, milli beraberlik, insan haklarına bağlılık, Türk milliyetçiliğine bağlı olmak, demokratik, sosyal hukuk devleti olmaktır.

    Ne yazık ki Türkiye çok partili parlamenter sisteme geçmesinden sonra siyasi partiler hiç ayrım yapmadan seçim kazanma hırsıyla liderler sultası devam etmiş adına demokrasi dediğimiz yıllarca ülkelerin mücadeleler vererek hayata geçirdikleri sisteme uyulmadan kendi iktidarlarını sürdürmek için seçim yasalarıyla oynamışlar. Yüz yıla yakın senede bir arpa boyu ancak gidebildik. Liderler sultasından kurtulamadık. Bu seçimlere de erken seçimle uyum yasaları siyasi partiler yasası çıkmadan demokratik olmayan bir seçime bir kere daha gidiyoruz.

     Sonuç olarak bu olumsuzluklardan milletçe ders çıkararak aklımızı başımıza alalım. Bu hataları tekrarlamaktan vazgeçelim. Demokrasinin özüne dönüp gelecek nesillere çağdaş bir ülke bırakalım. Bizim gidecek başka bir ülkemiz yok. Biz bu ülkeyi kanla savaşarak kazandık. Atatürk’ün en büyük eseri,yarattığı yeni ve modern Türkiye’dir,Türkiye Cumhuriyeti’dir.Bu değeri korumak,yaşatmak her Türk vatandaşının görevidir.Bu bilinç içerisinde bu vatanın korunması için İstiklal Savaşı’nda verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz. Atatürk ,“Gençliğe Hitabesi” nde Türkiye Cumhuriyeti’nin ve bağımsızlığının sonsuza dek muhafazası ve müdafaası için gençliğe yol göstermiş ve onları görevlendirmiştir. Bu millet yüce millettir, çok sabırlıdır. Nasıl davranacağını bilir. Vakti geldiğinde en iyi şekilde değerlendireceğinden eminim, bunda hiç kuşkum yok.

    Atatürk Cumhuriyeti’nin özüne dönebilmemiz dileğiyle seçimlerin ülkemiz, milletimiz için hayırlar getirmesi dileğiyle mübarek Ramazan Bayramı’nızı kutlar sevgi ve saygılarımla nice bayramlar dilerim.