TBMM’de milletvekillerinin özgür iradeleri dışında, Anayasanın kurallarına tam uyulmadan grup kararı almışçasına oy kullanılarak 336 milletvekilinin oylarıyla referandum karar verildi. Demokrasilerde Anayasa bir milletin kalbidir. Bunun için alınacak kararlarda uzlaşarak tüm Türk toplumunun onayı alınarak Anayasa maddeleri düzenlenmeliydi. Bu gün ise Anayasa değişiklik paketi ile halk hayır ya da evet çelişkisi içinde bırakılmış ve sorumluluk halkın sırtına yıkılmıştır. Genel seçimlerde halkın kendi milletvekilini seçme özgürlüğünü elinden alıp, liderler suntasıyla seçimlere gidip, sonrasında Büyük Millet Meclisi’nde halkın iradesine karşı çıkılmaz demeleri ne kadar haklarıdır ve doğrudur. Ben birçok kez bu köşede usanmadan tekrar ettiğim bir sözü bir daha yazacağım. Ben 62 yaşıma geldim. Bu güne kadar kendi istediğim milletvekilini,il genel meclisi üyesini ,belediye başkanını seçemedim.Bu gidişle de ömrüm yetmeyecek.Ben siyasi parti yasalarının değiştiğini ,dokunulmazlıkların kaldırılacağını,seçim barajının makul seviyelere çekildiğini veya kaldırıldığını bu gidişle göremeyeceğim.Siyaset bilimcileri,partilerin demokrasiyi yaşatacakları gibi öldürülebileceklerine de dikkat çekmişlerdir.Onun için diyorum ki referandumda Anayasa değişikliği değil hükümet oylanacak.Bir çeşit güven oylaması olacak.Halk bu hükümetin 8 yıllık icraatından memnunsa evet değilse hayır oyu kullanacak, kanım odur ki ne çıkarsa çıksın bu netice erken seçim sinyalidir.
Türkiye en hayati seçimlerinden birini yapacak.Bu hayır veya evet oyu çok çok önemli ama ne çıkarsa çıksın bu dünyanın sonu değil.Demokratik yollardan Türk insanı her güçlüğü yendiği gibi onun da üstesinden gelir.En son çare İstiklal Savaşını nasıl verdiysek onu bir daha verir.Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i ilelebet bu millet yaşatır diyor,referandumun Türk ulusuna hayırlar getirmesini yüce Allah’tan diliyorum.
Tabiî ki her zaman olduğu gibi yazımı Bafra’ya da değinmeden bitiremem
Referandum çalışmaları için bu günlerde bölge milletvekillerimizle sıkça karşı karşıya geldik.Onlar evet-hayır yarışında oy kapmanın peşinde koşarken biz de Bafra’mızın sorunlarını kendilerine anlatıp çözüm bulmalarını kendilerinden istedik.
Bafra’da değineceğim birinci konu Mayıs-Haziran aylarında gerçekleşen bol yağıştan zarar gören çiftçilerimizin durumu. Bunun çözümü için Bafra Ziraat Odası Başkanı Sait KARAGÖL ve Karaboğan Bafra Burnu’nda Fener Köyü Muhtarı ve aynı zamanda Kızılırmak Sulama Birliği Başkanı Kemal NAYIR bir brifingle Ak Parti Grup Başkan Vekili Suat KILIÇ’A yerinde sorunlarını anlatarak çözüm bulması için yardımlarını istediler. Biz de Bafra Haber Gazetesi olarak orada bulunuyorduk ve sayın Suat KILIÇ’ın Ak Parti Grup Başkan Vekili olması ve Başbakandan sonra söz hakkı olup sözünün bağlayıcı olması, güçlü bir konumu bulunduğunu ilgililere ricası olduğunda çözüme gidileceğini, bir çözüm bulunamayacaksa buraya fotoğraf çektirmeye gelmediğimizi dile getirdiğimde sözlerimi yanlış değerlendiren Suat KILIÇ önce bize tepki gösterdi. Ama niyetimizin art niyetli olmadığını anlayınca var olan gücünü kullanıp çözüm bulacağı sözünü verdi ve aldığımız bilgilerde ilgili kuruluşlardan teknik elemanların geldiğini Ziraat Odası Başkanı Sait KARAGÖL’den öğrendik.Bizim istediğimiz de buydu.Yoksa bizim buradan Bafra adına olacak menfaatten başka bir çıkarımız olamaz. İlgisinden dolayı Suat KILIÇ’a teşekkür ederiz. Ve yine aynı gün genel seçimlerde İkizpınarlılara yollarının asfaltlanması sözünü verip o gün İkizpınar Beldesi’ne gelen Ak Parti Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in sözünü tutması ve yolun asfaltlanması işi gerçekleşti. Beldenin su sorununu da çözen milletvekili Cemal Yılmaz DEMİR’in çalışmaları yerinde takip ettiğini gördük aynı zamanda Samsun Canik Belediye Başkanı Osman GENÇ’i de yanında getirdiğini o köyden evli olan Osman GENÇ’inde İkizpınar Beldesine kardeş belediye olarak bir park yaptıracağı sözünü vermesiyle memnun olduk.
Şimdi gelelim fakülte sorunumuza
Ben bir yakınımın düğünü için Trabzon Akçaabat’a bir günlüğüne gittim.İşim icabı bir günden fazla da kalmayacaktım.Ama gel gör ki beni Akçaabat bırakmadı.Bırakmadı diyorum keyfimden değil orada insanların nasıl şehrine sahip çıktıklarını insanlara nasıl sevgi ve saygıyla yaklaştıklarını,birbirlerine de sevgi ve saygılı davrandıklarını gördüm.30 bin nüfuslu Akçaabat Trabzon’la birleşmiş. Trabzon paylaşmayı sevmiş ve Akçaabat’a eğitim fakültesini, 7 bin öğrencisini, tekel işletmesinin binalarını vermiş. Güzel Sanatlar Akademisi,Turizm Meslek Lisesi uygulamalı 120 yataklı otel, Toki tarafından yaptırılmış. 200 yataklı devlet hastanesi yapılmış. Belediye 5 gün boyunca şenlikler düzenlemiş .Yurt dışından 12 ülke halk oyunları ekipleri gelmiş, cadde ve meydanlarda etkinlikler yapılıyor. Bütün bunlar benim 5 gün Akçaabat’ta kalmama neden oldu. Ayrıca yayla şenliklerine katılıp, o bölgede mağaraları gezerken Akçaabat dışından Almanya ve Türkiye’nin diğer illerinde yaşayanların köylerinde baba ocaklarını villa tipi evler yaparak zenginleştirdiklerini gördüm.Son söz Akçaabat’ta kivi tarlasını görünce bunu ne zaman ektiklerini sorduğumda burada bir kaymakam vardı adı da Bekir DINKIRCI’ydı dediler. Gözlerim dolmuştu. Bize de 300 bin fidan diktirerek Bafra’nın geleceğini dikti de gitti.Bize yaranamadı, gencecik kaymakam 3 yıllıkken gönderdiler. Şimdi biz de onun diktiği elmaları,kirazları yiyoruz.Ne olacak bizde yorgun kaymakamlar 7 sene kalır. Kimsenin sesi soluğu çıkmamıştır.Oradan kaymakamı Bekir DINKIRCI’yı kivi bahçesinden arayarak bil bakalım ben seni şimdi nereden arıyorum diye görüştüm, onun diktirdiği ve meyvelerini verdiği kivi bahçesinden deyince oda bana şimdi GÖNEN’de Tarım Bakanlığı’nın %75’i hibe olan Köydes projesi sulamasını 2000 dönüm alanda 7 yılda değil 1 yılda hayata geçireceklerini söyledi. Kendisine başarılar dilerken son söz milletvekillerine sesleniyorum. Ne olur birazcıkta Bafra’ya sahip çıkın.Bu makamlar kimseye kalmadığı gibi size de kalmayacak.Hiç değilse bu makamlardan ayrılınca bizim de Bafra’da dikili çivimiz vardı diyesiniz.Bu duygu ve düşünceler içinde ramazan bayramınızı kutlar saygı ve sevgilerimi sunarım.